Amiral

Yazın beyaz, kışın siyah üniforma giyerlerdi.  Haki yeşile mahkum kara kuru askerlere göre daha elit, daha zarif adamlar gibi gelirlerdi bana.  Heybeliada’ya yanaşırken şehir hatları vapuru, Deniz Lisesinin bahçesindeki çakı gibi öğrencilere imrenirdim 8-9 yaşlarında.

Üç yanı denizlerle çevrili bu güzel memleket ona ve onun gibi nitelikli kurmay subaylara emanetti. Yazımıza konu olan İzmit doğumlu Özden Örnek 1964’te katıldığı donanmada, 2003 yılında Oramiral rütbesiyle Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu.  2005’te görev süresini tamamlayarak emekli oldu. Bugün iktidarın pek severek sahiplendiği MİLGEM’in (yerli üretim gemi projesi) fikir babası ve manevi sponsoruydu.  Astlarının sevdiği, saydığı seçkin bir komutandı.

Birkaç yıl sonra BALYOZ furyasında emekli oramirali de suçladılar.  Darbe günlükleri diye bir iddia ortaya atıldı.  Dönemin savcıları koskoca deniz kuvvetleri komutanının askeri darbe hezeyanı hakkında günlük tuttuğuna inanmamızı bekliyorlardı.  Dijital belgelerdeki sahtecilik konusunda henüz ufku gelişmemiş ülkede, havuz medyasının ve bizzat siyasi iktidarın pompalamasıyla milyonlar onu “alçak bir hain” olarak yaftaladı.  İtibarına göz diktiler Özden paşanın, bu ülkeye hizmetten öte ne günahı vardı anlaşılamamıştı ama devletin içine yuvalanmış çete kurban istiyordu ve kurbanlar günah çukurlarına batmış olmalıydı.

Kapatılan özel yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs” suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce onandı. Emekli Oramiral Örnek, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının ardından tahliye edilmişti. Örnek, bu dava kapsamında tam 1223 gün (41 ay) cezaevinde kalmıştı.  Yeniden yargılama sonucu beraat etti ve haksız yere parmaklıklar arkasında tutulduğu günlerin karşılığı olmasa da 477 bin TL de tazminata hak kazandı.

Maalesef üç ay önce Özden Örnek’in oğlu Burak kanserden ötürü vefat etti.

Bugün de oramirali toprağa verdik ve muhtemelen Balyoz mağduru Özden Örnek vakitsiz kaybettiği oğluyla geçiremediği o 1223 güne kahrolarak son nefesini verdi.

“Adalet mülkün temelidir” levhasının asılı olduğu mahkeme salonlarda yargılanırken, mülkün kime ipotekli olduğunu biliyordu Özden paşa… Savunmasında dile getirdiği pek çok şey (Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmaya çalışan organize bir çetenin varlığı) dikkate alınmadı.  Pensilvanya’da mukim T.C. düşmanı emekli vaiz henüz FETÖ ünvanı almadığından olsa gerek, o mahkeme salonlarına hiç uğramayan adalet amirale de tesadüf etmedi.  Müstakil bir yapı olarak devlet adaleti tümden kaybetmişti.

Devletin dini adalettir” sözünü çok sevenler bilsinler ki, konu adaletse, siyasal islamcılık sadece dönemsel çıkarları ve özel yandaşları kollayan dinsiz devlet tercih eder.

Denizlerin hakimi de olsanız, bir emrinizle onlarca korvet, fırkateyn, denizaltı ve onbinlerce denizci sefere de çıksa, devasa bir bütçeyi de yönetseniz, devlet protokolünde müstesna yeriniz de olsa eğer o ülkede yok ise ADALET ister gariban, ister amiral her bir yurttaşın hayatı kararabilir.  Oysa ADALET kutup yıldızı gibi olmalıydı, herkes ona bakarak kendine çeki düzen vermeli ya da yönünü tayin etmeliydi.  Kurumsal ünvanında adalet kelimesine yer vermiş siyasi partinin kesintisiz iktidarında yaşandı, pek çok adaletsizlik gibi bu anlattıklarımız da!

Adaletsizlik karşısında tarafsız kalıp, aslında zalimin tarafını seçmediğimizin şahidi olsun bu satırlar…

Her daim saygıyla yad edileceğine inandığım Oramiral Özden Örnek’e Allah’tan rahmet, silah arkadaşlarına, büyük acılarla peş peşe yüzleşen kederli eşi Sevil hanım’a ve diğer oğlu Tolga Örnek’e sabırlar dilerim.