Imperium

Doğu Roma’nın eski başkenti olan İstanbul’da kurulan bir spor kulübü için de söylenebilir sanırım, Galatasaray son üç senedir sınırında dolaştığı Rubicon nehrini aştı. 

Rivayete göre Julius Caesar ordusuna doğal sınır olarak kabul edilen Rubicon nehrini geçme emri verdiğinde bugünkü İtalya coğrafyasında dengelerin değişeceğini ve artık geri dönüş olmayacağını vurgulamak için “alea iacta est” ifadesini kullanmış yani “zarlar atıldı”.

Bu yazı 27 Mart 2022 sabaha karşı zarflardan çıkan ibra ya da ibrasızlık üzerine değil çünkü zarlar geleceğe atıldı ve mucize olmadıkça düşeş gelmeyeceğini biliyoruz.  Konumuz kulübün yönetim anlayışı, yanlış beklentiler, çarpık algılar ve bundan sonrası.

Bu satırların yazarı her Galatasaraylının kulübün bekası, başarısı ve itibarını rota olarak kabul ettiğini umar ve bekler.  Endüstriyel sporda başarı planlama ve kaynak yönetimine bağlı değişkendir, itibar ise iletişim ve sosyal sermayeye yatırımla güçlendir.  Her koşulda bu üçlünün önünde BEKA yürür.  Galatasaray var olmalı, yola devam etmeli, imkânları nispetinde rekabet edebilmeli ki başarı ve itibarı tartabilelim.  21. yüzyılın değişmez konusu #sustainability (sürdürülebilirlik) Galatasaray için hayat memat meselesidir.  Genel kurul salonlarında atılan zarlar kaç gelirse gelsin yelkenlerimiz rüzgarla şişmeli, kürekler suya değmeli, havuzlarda kulaç atılmalı, bir top çizgiyi geçmese bile diğeri ya fileyi aşmalı ya da çemberden geçmelidir.

Çıplak ve acıklı gerçek ise şu:

Türkiye’de spor kulüplerinin ve/veya futbol şirketlerinin varlıklarının, üstlendikleri yükümlülüklerden yani borçlarından küçük olduğunu görüyoruz. Bu durumda kulüplerin yola devamı sadece tolerans ile olmaktadır. Öte yandan ülke sporundaki hesap vermeme kültürünü, ciddiyetsizliği hatta yozlaşmayı da bu tolerans getirmiştir.  Batmayan dev balonlara dönüştü bilhassa köklü kulüpler. Amerikalıların deyimiyle, too BIG to FAIL paradoksu içindeyiz.  TBMM’den geçmesi beklenen yeni Spor Yasası ile muhtemelen yeni bir dönem başlayacak.  Belki de kulüp yönetimlerine soyunacak hevesli insan sayısı azalacak ve geçmiş düşünüldüğünde bu durumun iyi mi kötü mü olacağı tartışılır.

Galatasaray Spor Kulübünde görev süresini normal şekilde tamamlayabilen son yönetim 2008-2010 arası Sayın Adnan Polat başkanlığındaydı. 2018-2021 arası dönem Asliye Hukuk mahkemesinin ara kararına tutunarak iktidarda kaldığı için tasnif dışıdır. Dursun Özbek yönetiminden 4 üye istifa ederek ayrılmıştı, rahmetli Mustafa başkanın döneminde istifa edenler 5 ya da 6 olmalı, en son dokuz aylık Burak Elmas yönetimden de iki kişi ayrılmıştı.  Görev süresini tamamlayamayan, istifalarla eksilen yönetimler bunlar.  Kağıt üzerinde görevli olup çalışmalara düzenli katılmayanları, bir işin ucundan tutmayıp şeklen orada duranları saymıyorum bile.  Demek ki kulübümüzde yetkin ve muktedir yürütme gücü tesis etmekte 10 yılı aşkın süredir bir sorun var, çözmek için kafa yormak gerekiyor.  Bugünkü modelde herhangi bir başkan adayı adını duyduğu, yaşını bildiği, tanıdığını zannettiği ya da muhtelif dengeleri gözeterek oy potansiyeli olduğuna inandığı 15 kişi bir listeye alt alta diziyor. Halı sahaya adam bulur gibi liste yapanlar dahi oldu geçmişte, neyse ki asgari ciddiyeti haiz olmayanlar sandıktan çıkamıyor.  Bir dernekte / kulüpte / organizasyonda 10 seneyi aşkın süredir yürütme erki sallanan çürük diş gibiyse, uzun vadeli hedefler kovalanması aşırı iyimserlik olur.

Sözün özü koltuğa oturmaya hevesli insanları asla ulaşamayacakları menzillere inandırma modeli iflas etmiştir. Ne şeyhler uçabiliyor, ne de müritlerin onları uçurmaya nefesi yeter… Seçim kazanmak dışında bir gayesi olmayan ve yalnızca kampanya dönemindeki algıları yönetip birlikte çok şey başaracaklarını zannedenlerin yürüyeceği yol da artık ilk genel kurula kadardır çünkü iyi yönetildiğinde bile işlerin ters gidebildiği harici risklere açık bir organizasyon kötü idare edildiğinde bunu herkes iliklerine kadar hisseder.  İlk fark edenler de üçüncü kişi ve kurumlar, muhatap olunan güç odaklarıdır. 

Seçim öncesi ekip olarak çalışmayı, tartışmayı, üretmeyi, sonuç almayı ve iç iletişimini çözememiş hiçbir yönetim kurulu kalıcı ve sürdürülebilir başarı elde edememiştir, etmeleri de beklenemez.  Galatasaray böyle yetkin ve uyumlu bir yönetim takımı ortaya çıkaramıyorsa, genel kurulun kulübün istikameti ve idare tarzı ile ilgili daha fazla kural koyması, başka bir deyişle yürütme erkinin sonsuz ve sorumsuz gücünü kısıtlaması gündeme gelmelidir. Bunları dert edinecek, üzerine özgün fikirler dile getirebilecek kaç kişi var bilmiyorum ama varsa böyle insanlar onlarla bir araya gelmeyi ve ortak aklı harekete geçirmek üzere istişarelerde bulunmayı isterdim.  Yıllar yılı yetki sahibi olup da kurumsallaşmayı peş peşe şirket kurmak zannedenlerin, institutionalism diye bir şey duymadığına da neredeyse eminim.

Bugüne dek bu kulüpte yönetim mekanizması hep A’dan Z’ye kuruldu yani liderlik iddiası ortaya koyan kişi kendince A takımını kurdu, seçime girdi ve kazandığı takdirde kulübü yönetmeye soyundu. Herkesin yoğurt yiyişi kendine göredir, eyvallah ama yıllar boyu bizim yoğurt hem ekşidi hem küflendi, eleştirdiğimiz her yönetim de işte o bozuk yoğurdun tatsız kaymağıdır.  Oysa belki de Z’den A’ya kurulmalı iktidar piramidi. Tabanda kulübün nasıl yönetilmesi gerektiğine dair asgari müştereklerde konsensüs sağlansa, hangi kişi ya da ekip bu sese kulaklarını tıkayabilir ki? 

Berbat bir sezon performansına rağmen adı süper kendi güdük ligimizde kümede kaldık ama geçen yıllarda fikren, zihnen, manen küme düştüğümüzü kabullenelim.  Dillerden düşmeyen fabrika ayarlarının ne olduğu üzerinde anlaşamaz hale geldik çünkü bu kulüp kurucu değerlerini, ana hedeflerini, başarı reçetesini yıllardır ve ısrarla inkar ediyor. Galatasaray’ın üretmeden tüketmeye dayalı iş modeli külliyen yanlış, bu gerçek başka bir şey olmasa bile her sene bilançolar marifetiyle yüzümüze vuruluyor ama inkar politikasından vazgeçmiyoruz. 

Bizler bir kişiden insanüstü performans hatta keramet bekliyoruz. Biz bakış açısı, strateji ya da iş planı değil karizmatik liderlik arıyoruz.  İstiyoruz ki kırmızı pelerini hariç her türlü eksik ve kusurdan münezzeh bir kahraman kurtarsın bahtı kara maderini.

Öyle biri YOK, olsa bilirdik ve çoktan seçmiştik.

Yakın geçmişin lider profillerine şöyle bir bakalım dilerseniz.

  • Yıllarca yolu gözlenen eski sporcu muhterem ağabeyimiz denendi, olmadı.
  • Taraftarın sevgilisi büyük sanayici denendi, olmadı.
  • Finans dehası, Euro milyarderi(?) denendi, olmadı.
  • Evvelce kulüp işlerine mesafeli durmuş müteşebbis abimiz denendi, olmadı.
  • Entelektüel halk adamı, eski bürokrat denendi, olmadı.
  • En son vitrini şık, genç ve yakışıklı başkan modeli denendi.  Oluru yoktu ve yine olmadı.

Şimdi sıra kimde ya da isimler fark eder mi?  Başarısız eski başkanlardan ya da “cebimizde şu kadar parayla geliyoruz” diyen yalancılardan medet umulur mu?

Zor oyunu bozarmış, yeni oyunu kurmak için bu yazıyı baştan okumak ve ötesini düşünmek gerek.

Bu kulübü kuran Ali Sami YEN’in 1911 tarihli strateji belgesi ve eylem planından bile geri olduğumuzun mahcubiyetini hissederek düşünmek…

Temelsiz Çatı

Kulübümüz başkanlarından Prof. Duygun Yarsuvat’ın “çatı aday” temennisi veya arayışı basına yansıdı.

https://www.milliyet.com.tr/skorer/galeri/galatasarayda-duygun-yarsuvattan-baskan-adayi-aciklamasi-6337725/6

Çatı aday dönem dönem ortaya atılan “ara çözüm ” ya da bir tür “milli mutabakat hükümeti” modelidir. 

Çatı operasyonu temelde şöyle gerçekleşmekte: İktidara heves edenler ya da sıralarının geldiğini düşünenler kendi aralarında oy hesabı yapıp geçici ittifak kuracak, içlerinde en az itiraz edilecek isim tarumar haldeki çatıyı aktarmaya ehil başkan adayı olarak lanse edilecek.  Sonrası gelsin seçim ofisleri, ikramlar, hâzırûn listesine yönelik telefon zinciri, Mektebin koridorlarında seçmen kovalama, Tevfik Fikret salonunda ReReRe RaRaRa 🙂

Buraya kadar sorun yok, en güzel kiremitler onların olsun.

Cazip çatı örneği

Yakın geçmişe dönersek Duygun başkan bir tür çatı adaydı ve öyle seçilmişti. “Eş-dost-ahbap-sen-ben-bizim oğlan” diyerek bol malzemeli etli güvecin pişme süresi kadar zamanda hazırlanan alternatif listenin başına geçmesi rica edildi, o da ricayı kıramadı.  2014 seçimlerinin diğer başkan adayı Sayın Alp Yalman karşısında yarışa geriden başlayıp sandıktan zaferle çıktı. Hakkını da yemeyelim ona seçim kazandıran faktörlerden biri olan sözünü tuttu, yedi ay sonra Mayıs 2015’te seçime gitti. Tekrar aday olmayarak vazifesini tamamlamış adamların huzuruyla makamdan ayrıldı.

Prof. Duygun YARSUVAT

Çatıyı renkli kiremitlerle aktarınca sorunlarımız çözülecek mi, TEMELİ olmayan çatı havada mı duracak, bugünkü yazımızı buna ayırdık.

Önce denenmişin bizi nereye götürdüğüne bakalım.

Mayıs 2015’te Sn. Dursun Özbek başkan seçilmişti.  Sandıkta rakipleri Sn. Turgay Kıran ve Prof.Dr.Ahmet Özdoğan’dı. Sn. Yarsuvat’ın ardından resmen ilan edilmiş yedi aylık net hazırlık süresince yarışa girebilen adaylar bu bildik isimlerdi. Ne kırmızı pelerinli süper başkan ne de Berlin Filarmoni düzeyinde icra yetkinliği olan ekip falan çıkmadı.  

KIRAN – ÖZBEK – ÖZDOĞAN

Ocak 2018’de “erken seçim” yaşadık. Kulüp başkanı Dursun Özbek’in karşısına adaylığı sürpriz sayılabilecek Sayın Mustafa Cengiz çıktı ve kazanmaya muvaffak oldu.

Dursun Özbek – Mustafa Cengiz

Mustafa başkan da “dört ay sonra seçim” vaadini yerine getirdi ve Mayıs 2018’de sandıklar yeniden kuruldu. Ocak 2018’de yarışan iki aday yeniden mindere çıkarken, onlara genç aday Ozan Korkut ve 207 oy alabilen Fatinoğlu listesi eklendi. Hazırlanmak için yine iyi kötü vakit vardı ama herkesin hatırlayacağı üzere yine beyaz atlı prens misali başkan ya da yuvarlak masa şövalyeleri kıvamında yönetim çıkmadı.  Düşünmeden edemiyorum 2014’te deneyimi, dinginliği ve vakur tavrıyla bildiğimiz Sayın Alp Yalman başkan seçilseydi daha az çetrefil bir yola sapar mıydık diye?  Bunu hiç bilemeyeceğiz.

Duygun YARSUVAT & Alp YALMAN

Bildiğimiz ise şudur ki, hayatlarımız yoğun geçiyor, hepimizin pek çok sorumluluğu var.  Dünya hızlı değişiyor peşinden koşsak da çoğu zaman yetişemiyoruz.  Bu hız ve yoğunluk hafızalarımızdan bazı şeylerin erken silinmesine yol açıyor. Kulüp yönetimlerinin de en büyük şansı bu…  Mevcut yönetim tel tel dağılmış görüntüsü verince, hata üstüne hata yapınca, bilhassa parayla pulla çözülemeyecek incelikli konularda ısrarla çuvallayınca üç – beş – on sene önce aynı yollarda arabayı devirenler “wise man” olarak ortaya çıkıyor ve herkes onlara kulak kabartıyor. Fakat hiçbiri “benzer hataları biz de yapmış olabiliriz, bazı sözlerimizi tutamadık, dolayısıyla sizlere karşı biraz mahçubuz sevgili Galatasaraylılar” diye söze başlamıyor. Yazar Milan Kundera’ya hak vermeden yapamıyor insan, ne demişti usta: “İnsanın iktidara karşı mücadelesi, belleğin unutmaya karşı verdiği mücadeledir.”

Bugün elimizde stratejisi olmadığından yolda kalmış, enerjisi tükenmiş ve tıkanmış bir yönetim heyeti var. Tüzük ile kavgalarını Asliye Hukuk Mahkemesi salonlarında sürdürmeye çalışıyorlar ama en geç Mayıs 2021’de sandık yine seçmenin önüne gelecek. Yine bugün Galatasaraylılar arasında kulübün temel sorunlarına dair köklü çözümler için net bir konsensüs olmadığını görüyoruz. Dahası sorunların adını koymakta ya da önem sırasına dizmekte bile hemfikir olunmadığını görüyorum. Eşyanın tabiatı gereği üslup ve görüş farklılıkları kadar tanışma / buluşma olanakları kısıtlanan üyelerin arasında artan sevgisizlik, samimiyetsizlik, çifte standart, maalesef artan fikri kutuplaşma ve muhtelif ön yargıların bu duruma sebep olduğu kanaatindeyim. Bu öyle berbat bir ruh halidir ki, Galatasaray SPOR Kulübünde en az konuşulan / tartışılan konu sporun bizatihi kendisidir. Ortada dönen yalancı gündemler, bu satırların yazarı dahil eminim pek çok Galatasaraylı için giderek artan “yabancılaşma” sebebidir.

İnşaat mühendisliğinden ilhamla, eğer bu statik hesaplar doğru ise gönüllerdeki hiçbir ÇATI yerçekimine karşı duramaz.

Divan kurulu başkanımız Sn. Eşref Hamamcıoğlu da kulübün acilen “fabrika ayarlarına döndürülmesi” ihtiyacını dile getirirken Kulübümüzün çaresiz olmadığının altını çiziyor. 

Eşref HAMAMCIOĞLU

Fabrika ayarlarının, kurucu değerlerin, iyi yönetim ilkelerinin ve henüz tanımsız görünen “çarenin” SOMUT şekilde konuşulması gerekmiyor mu artık?

“İnşaat” alegorisinden devamla, bana göre Galatasaraylıların önlerindeki hedefe inancı ve duygudaşlığı çimentodur.

Cesaret, azim ve kararlılıkları inşaat demiridir.

Aralarına kattıkları her doğru profil, aldıkları her doğru karar tuğladır.

Vizyon, strateji ve bu bağlamda önceliklendirilmiş gerçekçi iş planları yapının temelidir.

Temelden başlamak suretiyle bu malzeme tamamsa ÇATIYI çözmek hiç zor olmayacaktır ama hiçbir “inşaat” çatıdan başlamaz. 

Gün olur da bir seçim kampanyasında hangi adayların kulübe önce “acı reçete” sonra da “sahip çıkılması gereken değerleri koruyarak somut bir dönüşüm planı” sunacağını henüz bilmiyoruz.  Bu zamana dek genelde düşük profilli kampanyalarda bol bol SMS’e, yuvarlak cümlelere, iyimser vaatlere ve bayatlamış söylemlere maruz kaldık. 

Galatasaray’da görev süresini tamamlayabilen son yönetim 2008-2010 arası Sayın Adnan Polat başkanlığındaydı. Dursun Özbek yönetiminden 4 üye istifa ederek ayrılmıştı, mevcut yönetimden de şu ana dek iki kişi ayrıldı.  Görev süresini tamamlayamayan, istifalarla eksilen yönetimler bunlar.  Kağıt üzerinde görevi sürdüğü halde çalışmalara düzenli katılmayanları, bir işin ucundan tutmayıp şeklen duranları saymıyorum bile.  Demek ki kulübümüzde yetkin ve muktedir yürütme gücü tesis etmekte 10 yılı aşkın süredir bir sorun var, çözmek için kafa yormak gerekiyor.  Bugünkü modelde X Y Z bir başkan adayı adını duyduğu, yaşını bildiği, tanıdığı, tanıdığını zannettiği ya da muhtelif dengeleri gözeterek oy potansiyeli olduğuna inandığı 15 kişiyi bir listede alt alta diziyor.

Bugüne dek ekip olarak uzun süre çalışan, bu çalışmalarını camia ile paylaşan yönetim olmadı. Onu da geçtim, seçilmeden önce görev dağılımını ya da kendi çalışma ilkelerini ilan edebilen bile olmadı. Bir dernekte 10 seneyi aşkın süredir yürütme erki sallanan çürük diş gibiyse, orada uzun vadeli hedefler kovalanacağını beklemek iyimserlik olur.  Sözün özü koltuğa oturmaya hevesli insanları asla ulaşamayacakları menzillere inandırma modeli iflas etmiştir. Ne şeyhler uçabiliyor, ne de müritlerin onları uçurmaya nefesi yeter.  Bu devrin kapanması lazım yoksa son 10 yıldır sürekli kat çıkılan çürük bina yerle yeksan olacak.

Dolayısıyla muktedir idare heyetini teşkil etmek üzere ortaklaşa belirlenmiş prensiplere ve önceliklere sahip olmak gerekiyor. Örneğin bu satırların yazarı için öncelik her zaman Kulübümüzün BEKASI, İTİBARI ve BAŞARISIDIR.  Diğer mevzular bu üçlünün çok arkasından gelir.

1- BEKA dersek, devamındaki öncelikler:

1.a) Kurumsal & iktisadi bağımsızlık yolunda atılacak adımlar

1.b) Galatasaraylıların birlikteliğini yani sosyal sermayemizi güçlendirmeye yönelik tavır ve eylemler

1.c) Kişilere bağlı yürütme erki ve şahsi hatalardan kurtulmak üzere iyi yönetim / etkin denetim hedefine dönük yeni ilke ve kurallar

2- İTİBAR

2.a) Liyakat

2.b) Tutarlılık

2.c) Şeffaflık

3- BAŞARI

3.a) Nitelikli insan / elit sporcu yetiştiren kulüp misyonunu devam ettirmek

3.b) Spordan değer üreterek mali hedefleri destekleyecek sürdürülebilir modele geçmek

3.c) Yerel ve global rekabette madalyalar, kupalar, şampiyonluklar…

Bu adımların her birinin alt kırılımlarını ve yapılması gerekenleri kendince sıralayabilenlerin zihninde bir yol haritası, bir hükümet programı, bir stratejik yönetim planı oluşur. Buna uygun isimlerden uyumlu çalışacak bir ekip kurmak ya da aynı istikamette kurulmuş ekip varsa destek olmak sonraki adımdır.

Yeni bir yol bulmak…

Somutlaştırmak adına yalnız yukarıdaki 1.c) şıkkından bazı olası iş adımlarını sıralamak isterim

1.c.I: Tüzük değişikliği ile denetleme, sicil ve disiplin kurulları anahtar liste dışından ve bağımsız seçilecektir. 

1.c.II: Tüzük değişikliği ile derneğin ve şirketlerin mali yılları sportif sezona endekslenerek birleştirilecektir. Böylelikle konsolide mali performansı izlemek kolaylaşacaktır.

1.c.III: Tüzük değişikliği ile görevdeki yönetim kurulu tarafından tek taraflı erken seçim kararı alındığında, Tüzük hükümleri gereği seçim takvimindeki süreler normalin iki katı olacak ve böylelikle baskın seçimle avantaj sağlama ihtimali minimize edilecektir.

1.c.IV: Yıllık muhammen bedeli 50.000 € karşılığı Türk Lirasını aşan tüm ürün ve hizmet alımları için kamuya açık ihale düzenlenecektir. Şartnameler titizlikle hazırlanacak ve teşebbüs hürriyetini aşırı sınırlayacak ölçüde “adrese teslim ihale” algısı yaratılmamasına dikkat edilecektir.  Bu bedelin altındaki alımlar için en az dört farklı tedarikçiden teklif alınmalıdır.  Tedarikçilerin birbiriyle sermaye bağı / alt yüklenici ilişkisi olmaması gözetilecektir.  Mevcut tüm tedarikçiler için scoring çalışması yapılacak, kalitatif beklentilere uygun olmayanlar değiştirilecektir. Bu iş yükünü karşılamak üzere merkezi satın alma departmanı yetersiz ise maaş + sağlanan tasarruf üzerinden performans primi ilkesine göre yeni istihdam yapılacaktır.

1.c.V:  Yeni istihdam edilen profesyoneller kulüp veya bağlı şirketlerdeki görevleri sona ermeden Galatasaray Spor Kulübü Derneğine üyelik başvurusunda bulunamazlar.

Yukarıdakilere benzer taahhütler ile tekrarlayan problemlere basit ama net çözümler getirmek mümkün olabilecektir.

Galatasaray’ın en önemli kadrosu kendilerinden bekleneni verebilirlerse Yönetim Kurulu takımıdır. Bilgili, becerikli, dirayetli insanlardan müteşekkil ve uyumlu çalışacak bir yönetim kurulu tesadüfen oluşmaz.  Bu insanları ancak bir VİZYON doğrultusunda bir araya getirebilirsiniz.  Bu vizyonun “Aslolan Galatasaray“, “her branşta şampiyonluk, “seneye sıfır borç” “eski arkadaşlar değil miyiz” gibisinden mugalata olamayacağı kesindir.  Sorunların ne olduğuna dair konsensüs ve temel yaklaşım konusunda asgari müşterekleri sağlamak umut verici başlangıç olur. Kalan kısmı sabır, özveri ve empati başta olmak üzere ekibin iç dinamikleri belirler.

Elbette bunların üzerine X Factor bir süper başkan bulmak şahane olurdu ama mucize aramıyoruz.  Bu ekibi uyum içinde idare edecek, fikir ayrılıklarını çatışmaya dönüşmeden sonuca bağlayacak ve stratejik plan doğrultusunda takımın aynı taktik tahtasına bakmasını sağlayacak özü sözü bir, dürüst, saygın, camiayı iyi tanıyan ve kurumsal iletişim hedeflerini çiğnemeyecek kadar “az konuşan” bir profil yeterlidir.  Altını çiziyorum, nerede susup nerede konuşacağını bilmesi çok çok önemli!

Yukarıda pek sevdiğimiz “Aslolan Galatasaray” sözünü mugalata kısmına koydum çünkü her kim bunu söylerse akabinde kulübün çıkarlarına aykırı olay ve kayıplar peş peşe geliyor çünkü her kimin diline pelesenk olursa bu motto yapılan hamle ya da korunmak istenen pozisyonun mührü haline geldi.  “Aslolan Galatasaray” dile kolay geliyor ama fiiliyatta samimiyet testinden geçmek zor.  Camiadaki güvensizlik ve şüpheler pek çok ortak ideali kemirecek hale geldi.  Her türlü anlaşmazlık ve çekişmede tüm tarafların haklı olduğu yanlar bulunabilir ama son tahlilde hep Galatasaraylılar üzülüyor ve Galatasaray zarar görüyorsa aslolan egolardır, kişisel hesaplardır.  Bütün dünyada popülizm yükseliyor olsa da, bu köklü kulüpte sloganlara ve duygusal ajitasyona dayanarak koltuk kovalamak ya da iktidarda kalmak gibi lükslerimiz olamaz.  Fazla hamaset eninde sonunda hamâkat getirir.

Galatasaray için kağıt üzerindeki seçenekler azalmışken bunlarla vakit harcayamayız.  Mağrur, Muktedir, Muzaffer ve her daim Muteber kulüp ideali çok çalışmayı, fedakarlıkta bulunmayı, bir adım geride durmayı, şöhret tutkusunu aşmayı gerektiriyor. Denenmişi deneyerek ziyan edecek kaç senemiz daha kalmış olabilir ki??

Elbette “damdaki kedi, çatıdaki aslan, gönüllerdeki başkan, Mayıs’a kadar X abi” türü siyasi hamlelerin hemen ortadan kalkmasını bekleyecek kadar iyimser değilim.  Camiada yaşadıklarımızdan ders alan ve akıllanan insan sayısı korkarım ki pek fazla değil o yüzden son sözü bizden çok daha zeki birine bıraktım:

Beş ayda bile değişir bazı şeyler

YOLLAR UZUN DİKENLİ TAŞLI OLSA DA, İLK ADIMI ATARKEN DÜŞÜNCELER

Galatasaray Spor Kulübü gelmiş geçmiş tüm Galatasaraylıların toplamından oluştuğundan, yine ve ancak Galatasaraylıların omuz vermesiyle yoluna devam edebilir.  Dolayısıyla dümeni tutmaya aday olduğumuz bu zorlu dönemde herkesten katkı ve fedakarlık talebimiz bakidir zira GALATASARAY “Galatasaraylıyım” diyen her bireye ait, hepimize emanettir.

Galatasaray’ın amacı ne pahasına olsun başarıya ulaşmak değil, kalıcı ve sürdürülebilir başarı için vizyon ve strateji ortaya koymak olmalıdır.

Konjonktürel zorluklar nedeniyle geçici olarak rekabette geri kalındığı zamanlarda dahi, vizyon ve stratejinin tutarlı biçimde uygulanması elzemdir.  GALATASARAY keyfi kararlarla ya da anlık olaylara duygusal tepkilerle yönetilemez.  Finanse edilemeyen ya da temeli sağlam olmayan her başarının, geleceğimizden çaldığını da yaşadık, gördük, biliyoruz ve farkındayız.

Bu ortak bilince sahip değerli isimlerden oluşan Yönetim Kurulu listemizde yer alan üyelerin üstleneceği görev ve sorumluluklar, deneyim ve yetkinlikler doğrultusunda belirlenmiştir ve seçimden önce ilan edilecektir.  Ana hedef 15 kişinin eşgüdüm içinde canla başla çalışacağı ve milyonlara ilham veren bir TAKIM olabilmektir.

TEMEL VAADİMİZ

Kulüp tüzüğümüzün 27.maddesi gereği, 2018 Mayıs ayının ikinci yarısında yeniden seçim yapılacaktır.

20 Ocak 2018’de oylarınızla seçilmemiz halinde ve üyelerimizin desteği ve teveccühü devam ederse, 26 Mayıs 2018’de yeniden aday olarak huzurlarınıza geleceğiz. Takdir elbette yine Galatasaraylılarındır.

Yapacaklarımız ilk 5 aylık aksiyon planı ve uzun vadeli stratejiler olarak ikiye ayrılır, doğal olarak öncelik ilk 5 aylık sürede tatbik edilecek olanlardadır.

 

BABA GÜNDÜZ’ün tarif ettiği HALATA hep birlikte, var gücümüzle asılmak zorundayız

Son yıllarda manevi sermayesi aşınan, fikir ayrılıklarının kamplaşma seviyesine vardığı, somut ve tutarlı eleştirilerin azaldığı, başarı ve başarısızlığın ortak payda olma vasfını yitirdiği bir kulüp haline geldiğimizi maalesef inkar edemeyiz.

Şeffaflığın ve hesap verme kültürünün yerleşmesi bu olumsuz ortamı değiştirebilecek güçtedir, yönetim dönemimiz boyunca iyi yönetişim (good governance)  ilkelerine riayet edeceğiz. Ayrıca üyeler arasındaki iletişimin artırılması da, sevgi ve saygı bağlarının yeniden güçlenmesine vesile olacaktır.  Tasada ve kıvançta ortak olmak hedefinden asla sapmayacağız, ortak hedefler çerçevesinde bir araya gelmiş ve aynı değerlere inanmış insanlar olduğumuzu unutamayız.

Bu hedefe katkıda bulunması maksadıyla yönetim dönemimizde kulüp başkanı açık kapı politikası uygulayacak, her hafta belirlenecek üç gün saat 08:00 – 09:30 arası dileyen tüm üyelerimizle önceden randevu almaya gerek kalmaksızın yüz yüze görüşecektir.  Bu görüşmelere bireysel ya da grup olarak katılım aynı biçimde kabule şayandır.

Daha önceki yıllarda kulübümüzün yönetim kademelerinde yer almış değerli Galatasaraylılarla, geçmişteki görev ve sorumluluk alanlarına dair güncel değerlendirmeleri sorulacak, kabul ettikleri takdirde fahri danışman olarak tecrübelerinden istifade edilecektir.

Galatasaray Spor Kulübü yönetim kurulu ayda bir kere herhangi bir branşta kombine kartı olan ya da Galatasaray ürün ve hizmetlerini düzenli olarak kullanan taraftarlarıyla ASLANLAR FORUMU gerçekleştirecektir.  Forum toplantıları stadyumda, fiziki imkanların elverdiği hazirun sayısıyla ve önceden isim bildirilme usülüne göre gerçekleşecektir.  Bu toplantılarda amaç taraftarlarımızın yapıcı önerilerini, taze fikirlerini, proje tekliflerini duymak ve hayata geçirmek üzere olasılıkları tartışmaktır.

Burada genel tavrımızı altını çizerek vurgulama ihtiyacı hissediyoruz.  Galatasaray Spor Kulübünü yönetenler, kulübümüzün milyonların emeği, alın teri hatta hayır duası ile büyük olduğunu bilmeli, gönül bağı ve sadakatini ispatlamış her Galatasaraylıya hak ettiği hürmeti göstermelidir, gösterecektir.

 

MALİ KONULAR ve ÖNLEMLER

Galatasaray Spor Kulübü ve bağlı şirketleri neredeyse sonsuz yetki sahibi ama sıfır sorumlulukla hareket eden, görevden ayrıldıktan sonra hatalarının hesabını vermeyen, plansız harcamalar ve engellenemeyen bazı usulsüzlükler neticesi borcu sürekli artıran, borç faizi ve kur riskinin yarattığı baskıyla açmaza giren, sonunda taşınmaz varlıklarını mecburen değerlendirmek(satmak) zorunda kalan yöneticiler elinde 2017 yılının sonuna gelmiştir.  Bundan sonra yapılacak her hata, bundan 5 ya da 10 yıl önce yapılan hatalardan çok daha büyük yaralar açabilir.  Dolayısıyla bütçe disiplini ve etkin maliyet yönetimi hiç olmadığı kadar önemli hale gelmiştir. Ana faaliyetinden sürekli zarar eden bir yapının bağımsızlığını hatta mevcudiyetini devam ettirmesi tehlikeye girer.

Öncelikle kulübün ve bağlı şirketlerin yakın döneme ait tüm hesapları titizlikle incelenecek ve mali yıl sonuna dek nakit akışı düzenlenecektir.

Kapsamlı raporlar dışında, finansal durumun anlaşılır özeti yeni yönetim seçildikten sonra bir ay içinde tüm üyelerle paylaşılacaktır.

Bu 5 aylık dönemde zaruri olmayan tüm harcamalar kısıtlanacak, acil konumda olmayan tüm yatırımlar ertelenecektir.

Yabancı para cinsinden taahhütlerin yarattığı kur riskine karşı tüm alternatif önlemler hızla değerlendirilecektir.

Kısa vadeli tedbirlerin tamamı sporcularımıza ve diğer çalışanlarımıza hak edişlerinin zamanında ödenmesi amacına yöneliktir.

Emlak Konut ile yapılan protokol ele alınacak, revizyon gerektiren maddeler varsa üyelerle durum paylaşılacaktır.

Uzmanlığı nedeniyle seçilmiş olan Mischon de Reya firmasının geçmiş dönem hakkında yaptığı soruşturmanın bulguları üyelerle paylaşılacaktır.

Spor salonu projesinin fizibilitesi yeniden incelenecek, uygun bulunması halinde çalışmalar aynen devam ettirilecektir.

Kemerburgaz tesisleri için finansman alternatifleri ve proje koşulları analiz edilecektir.

SPK mevzuatı kapsamında yaptırım riskine karşı kısa vadede alınacak tüm tedbirler belirlenecek ve tavizsiz uygulanacaktır.  Galatasaray Sportif A.Ş. için sermaye artırımı başta olmak üzere tüm önlemler hem sermaye piyasalarının güncel durumu hem de ticaret hukuku kapsamında birlikte değerlendirilecektir.  Bu konuda deneyimi ve önerisi olan Galatasaray Spor Kulübü üyeleriyle bir dizi değerlendirme toplantısı yapılacaktır.

UEFA yetkilileri ile İsviçre’de bir araya gelinecek, Financial FairPlay konusundaki güncel pozisyonumuz teyit edilecektir.

Mecidiyeköy’deki otel inşaatının kaderi hakkında kapsamlı bir çalışma yapılarak, üyelerle paylaşılacaktır.

Marka değeri, taraftarları ve sosyal paydaşlarının sayısı, ülke sporuna yön verebilme kabiliyeti düşünüldüğünde Galatasaray’ın gerçek potansiyelini kullanamadığı açıktır.  Ulusal ve uluslararası düzeyde katma değerli ürün ve hizmetlerin tasarlanması, farklı / özgün projelerin hayata geçirilmesi, yeni gelir kaynakları ile bütçe aktiflerinin artırılması mutlak zarurettir.

 

SPOR YÖNETİMi

Temel hedefimiz, sarı-kırmızılı formaya hizmet etmek üzere seçilen sporcularımızın nezdinde daima saygın bir kulüp ve kariyer fırsatı olarak algılanmayı sürdürmektir.  Gösterilen doğrultuda başarıya ulaşmak için emek veren sporcuların gözünde bağlı oldukları kulübün değeri arttıkça, doğal olarak Galatasaray’ın başarı çıtası da yükselecektir. Bunun yanı sıra adil rekabetin güçlenmesi ve olimpik değerlerin yaygınlaşması Galatasaray’ın ezeli ve ebedi misyonudur.

Sportif şubelerden sorumlu yöneticiler içinde bulunduğumuz sportif sezonun en iyi şekilde tamamlanması için 5 aylık yol haritasını yönetim kuruluna sunacaklardır.  Bu yöneticilerin birinci önceliği sportif başarı hedefine dönük çalışan profesyonellere destek olmak, ilgili federasyonlar nezdinde tüm sorumluluğu üstlenmek, resmi müsabakaları olabildiğince yerinde takip etmek, sporcularımızın yasal temsilcileri ve ailelerine yakın olmaktır.

İçinde bulunduğumuz sportif sezon mevcut teknik kadrolarla tamamlanacak, hocalarımızın tüm değerli görüşlerini ayrıntılı biçimde raporlamaları talep edilecektir.

2017-2018 sportif sezon ara transfer döneminde yeni sporcularla kontrat yapılmayacaktır, muhtelif gerekçelerle takımlarımızdan ayrılanlar olabilir.

Profesyonel futbol takımımızın teknik direktörü bizler mazbata alana kadar halen belirlenmemişse, ligdeki rekabet koşullarına uyum avantajı nedeniyle ligimizde çalışmış ve uluslararası deneyime sahip bir hoca tercih edilecektir.  Bu konuda şu an görevde olan Sayın Cenk Ergün’ün görüşleri de mutlaka dikkate alınacaktır.

Bu durumda yeni teknik direktörümüze kısa vadede şampiyonluk hedefinin ön planda olduğu ve bu hedefin madden ve manen yüksek miktarda ödüllendirileceği bir kontrat teklif edilecektir.

Hangi branş olursa olsun, bir takımda aynı menajer ya da temsilciye bağlı çok sayıda sporcu bulunmamasına dikkat edilecektir.  Galatasaray’ı geçmiş dönemde zarara uğrattığı tespit edilen temsilci, menajer, aracı ve her ne nam altında olursa olsun kişi ve kurumlar ile tekrar çalışılmayacaktır.

Kamp ve antrenman tesislerimizdeki kritik fiziksel eksik ve kusurlar tespit edildiği takdirde, giderilmesi için acil önlemler alınacaktır

Spor Federasyonlarında kulübümüzün etkinliğinin artırılması, Türk sporunun gelişimine dair fikirlerimizin hayata geçmesi için planlı olarak çalışılacaktır.

Kulüpler Birliği Vakfının bugüne kadar yaptığı çalışmalarla ülke futboluna beklenen katkıyı sağlayamadığı tespitine binaen Kulüpler Birliği toplantılarına Başkan düzeyinde katılım olmayacaktır.

2018-2019 sportif sezonu için tüm branşlarda sporcu yetiştirmeye yönelik yeniden yapılandırma eylem planı hazırlanacaktır.  Eylem planı için ABD, Büyük Britanya, Almanya, İspanya ve Fransa’da tatbik edilen sporcu yetiştirme ve kulüpleşme modelleri müşahhas örnekler olarak incelenecektir.

Tüm branşlarda A takımları besleyecek seviyede genç oyuncu yetiştirmenin önündeki en büyük engel, sınırlı görev dönemleri nedeniyle doğal olarak nöbet değişimi yapan yönetimlerin devraldıkları yapıları devam ettirememeleri ya da inandıkları doğrultuda değiştirmeleridir.  Bir yüzücünün, kürekçinin, voleybolcunun, futbolcunun ya da basketbolcunun çocuk yaşta geldiği kulüpte 19-22 yaş arasında üstün nitelikli sporcuya dönüşme süreci yönetimlerin üç yıllık standart süresine sığmaz.  Galatasaray tüm sportif şubelerini kapsayacak ve konunun kulüp içi / kulüp dışı tüm paydaşlarını bir araya getiren bir konsey oluşturup, ilgili çalışmaların neticesinde oluşan deneyim ve bilimsel verilere dayalı sonuç raporunu “sporculuk anayasası” olarak sabitlemek gerekir.  Genel Kurulun takdir ve onayına sunulacak bu çalışmanın, yönetimler değişse bile kutup yıldızını andıran ve sürekli takip edilecek bir yol haritası olması şarttır.  Uzun yol kaptanları mola yerlerinde birbirleriyle yer değiştirdiklerinde, otobüsün varacağı yer değişmeyeceği gibi Galatasaray’ın da uzun vadeli hedefleri de ancak bu şekilde realize olacaktır.

2018-2019 sportif sezonundan itibaren yeni transferlerde T.C. Pasaportu taşıyan tüm sporcularla Türk Lirası (TL) üzerinden kontrat yapılacaktır.

2018-2019 sportif sezonundan itibaren yeni kontratlar brüt ücret üzerinden imzalanacak, her türlü vergi yükümlülüğü Avrupa ülkelerine benzer şekilde sporcularımıza ait olacaktır.

2018-2019 sportif sezonundan itibaren tüm branşlarda yeni kontratlar için garanti brüt gelir barajı (salary cap) getirilecek, bu rakam aşılmayacaktır.

2018-2019 sportif sezonundan önce kulübümüze yeni katılacak sporcularla imzalanacak hiçbir sözleşme tüzük gereği yönetim süremiz olan 3 yıldan uzun olmayacaktır.

Sporla ilgili planlama, branşların güncel kapasitesi ve ulaşılması imkan dahilindeki hedeflere göre “spor aklı” konumundaki profesyoneller tarafından hazırlanacak, yönetim kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe girecektir.

 

İDARİ KONULAR ve EYLEMLER

Galatasaray Spor Kulübü ve bağlı şirketleri, ahenk içinde ve global iş dünyasının kurallarına göre yönetilmelidir.  Ana strateji, dönemsel iş planları, gerçekçi hedefler, Galatasaray’ın menfaatleri ve profesyonel ahlakın gereği olan uygulamalar kusursuz bir silsile içinde hayat bulmak zorundadır.  Alınan kararların yansımaları, ölçülebilir neticeler, geribildirimlerin analizi, gerektiği takdirde revizyonlar ile en iyiye ulaşmak yaşamsal bir mecburiyettir.  Galatasaray hukuka ve mevzuata uygun, şeffaf, hesap verebilir bir yapı olarak kendini konumlamıştır.

Kulüp ve şirket profesyonelleri için uyulması gereken kurallara dair yeni bir yönetmelik yayınlanacaktır.  Amacımız Galatasaray’ın başarısı işin çalışan herkesin ortak hedefleri bilmesi, iş tatmini yaşaması ve gelecekteki istihdamlar açısından “tercih edilen işveren” olmaktır.

Kulüp ve bağlı şirketlerin idari, mali, hukuki risklerinin eksiksiz şekilde belirlenmesine dair bir çalışma başlatılacak ve GRC (Governance / Risk and Compliance) raporu güncellenecektir.

Kulüp ve bağlı şirketlerin tüm tesisleri ve çalışma alanları için OHSAS 18001 yönetim sistemine uyumlu hale getirilecektir.

Tüm tedarikçilerle olan sözleşmeler incelenecek, kulübün aleyhine görülenlerin iptal süreci başlatılacaktır.

Galatasaray’ı geçmiş dönemde zarara uğrattığı somut delillerle kesin olarak tespit edilen kişi ve kurumlara karşı hukuk yoluna başvurulacaktır.

Yönetim de dahil olmak üzere tüm kurul üyelerimizin (denetleme/sicil/disiplin) ve birinci derecede yakınlarının sahibi ve/veya ortağı olduğu şirketlerle asla fatura karşılığı ticari ilişki kurulmayacaktır.  Buna benzer ilke kararları Code of Conduct şeklinde ayrıca yayınlanacaktır.

Belli tutarı aşan mal ve hizmet alımlarıyla, işletme hakkının devri hususlarında ihale açılacak, kapsamlı şartname kamuoyuna medya aracılığıyla duyurulacaktır.

Denetleme Kurulu her ne kadar çarşaf liste ile seçilmiş olsa da, tam bağımsız olarak görev yapacak ve yalnızca Genel Kurula karşı sorumlu olacaktır.  Kanuni müeyyide ya da sözleşmeye bağlı gizlilik şartı halleri dışında, tüm belge ve kayıtlar kendilerine sonuna dek açıktır, erişimleri izne tabi değildir.  Hiçbir yetkili ya da görevli, Denetleme Kurulunun çalışmalarını engelleyemez ya da geciktiremez.

Denetleme Kurulunun asil üyeleri kulüp başkanının onayını almak kaydıyla diledikleri yönetim kurulu toplantısına iştirak etmeye teşvik edileceklerdir.

Sicil Kurulu kulübümüzün insan kaynağının ne derece zengin olduğunun analitik olarak ortaya çıkarılması için veritabanını elden geçirecek, üyelerin de katkısıyla bilgileri güncelleyecek ve CRM departmanı mantığıyla çalışacaktır.  Üyelerin genel kurul toplantılarına katılımının takibi ve oransal olarak artırılması da, Sicil Kurulunun hedefleri arasında olacaktır.

Yönetim Kurulu bu 5 aylık dönemde Disiplin Kurulu’na herhangi bir başvuruda bulunmamayı bugünden taahhüt eder, üyelerimiz için mer’i tüzük hükümleri geçerlidir.

İcraat dönemimizin yakından takibi için Divan Kuruluna bir ihtisas komitesi kurması teklif ve tavsiye edilecektir.

Galatasaray Spor Kulübü’nde bilhassa mali işler, insan kaynakları, iletişim, pazarlama, marka ortaklıklıkları ve sponsorluk konusunda çalışan profesyonellerin geçmiş dönem performansı yeniden değerlendirilecektir.

Önümüzdeki 5 aylık dönemde kulüp ve bağlı şirketlere yeni istihdam yapılmayacaktır.  Emek ve iş gücü anlamında her türlü eksik gönüllülük esasına göre giderilecektir.

İmkanlar ve şartlar ne olursa olsun, GALATASARAY’ın uluslararası bir spor markası gibi hareket etmesi, doğru refleksleri göstermesi için gereken her tedbir derhal alınacaktır.

Kulübün medya ilişkilerinden sorumlu bir basın sözcüsü olacaktır.  Basın sözcüsü dışında, kulüp adına yalnızca Başkan ve 2.başkan basın temasında bulunabilir.  Diğer yönetim kurulu üyelerinin basınla her türlü teması başkanın yazılı müsaadesine tabidir.

Galatasaray Spor Kulübü başkanı ve yönetim kurulu üyeleri müsabaka çıkışı veya başka bir yerde hazırlıksız, spontane röportaj vermeyecektir.  Tüm basın temasları iletişim master planına göre düzenlenir.  Galatasaray’ın kurumsal itibarına, marka değerine ve müktesep haklarına halel getirecek haber ve yorumlarda bulunan basın kuruluşları bilgilendirilecek ve ikaz edilecektir.  Buna rağmen devam eden olumsuzluklarda kulübümüz aleyhine kasıt olduğu düşünüldüğünden, idari ve/veya hukuki yaptırımlar gündeme gelecektir.

Türk Telekom Stadyumuna ulaşımda yaşanan zorlukların aşılması için yerel yönetim ve merkezi idare nezdinde yeniden girişimde bulunulacak, sonuçları paylaşılacaktır.

Türk Telekom Stadyumundaki Galatasaray Müzesinin tamamlanarak hizmete alınması için titizlikle çalışılacaktır.

2018-2019 sportif sezonu başlamadan önce Galatasaray Sportif A.Ş.’ye tam yetkili bir CEO atanacaktır.

2018-2019 mali yılı başlarken Sayın Dursun Özbek döneminde 7 üyemizin dört aylık çalışması sonucu hazırlanan Galatasaray Yönetim Kriterleri devreye alınacak, çeşitli yönlerden kesin kurallara bağlanan yönetsel performans olabildiğince ölçülebilir hale getirilecektir.

2018-2019 sportif sezonuyla birlikte, üyelikte 5 yılını doldurmuş ama 25 yılı doldurmadığı için Divan Kurulunda bulunmaya hak kazanamamış kulüp üyeleriyle her üç ayda bir BİRLİKTE YÖNETİM PLATFORMU toplantısı yapılacaktır.  Toplantı tam bir güne yayılacak şekilde düzenlenecektir, katılım ilgili üyelerin isteğine bağlıdır.

Kulüp mevcut tüzük hükümleri çerçevesinde yönetilecektir, tüzük hükümleri tavizsiz uygulanacaktır.  Bu meyanda geçmiş dönemde sürüncemede bırakılan kararlar ivedilikle alınacaktır.

Kulübümüzün etkin yönetimi ve aynı etkinlikte denetlenmesi için kısmi Tüzük tadili şart görünmektedir.  Bu konudaki görüşlerimiz Galatasaray kamuoyu ile paylaşılacaktır, zamanın ruhuna uygun değişikliklerden çekinmemizi gerektiren bir ortamın varlığı kabul edilemez.

 

BİLİYOR ve YENİDEN SÖYLÜYORUZ

Galatasaray Spor Kulübü bir bütün olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük sivil toplum kuruluşu ve en kudretli spor kulübü olduğunun bilincindedir.

Kurumlarda devamlılığın esas olduğundan hareketle Galatasaray Spor Kulübü geçmiş yönetim dönemlerinden devralınan yazılı taahhütlerinin arkasındadır. Bunun dışında her türlü üçüncü kişi, grup ve kurumdan bağımsız hareket edilecektir.  Galatasaray’ın kimseye diyet borcu yoktur, olamaz.

Bugünlere gelmesinde emeği olan herkese Galatasaray Spor Kulübü şükran borçludur, bu ülkeye olan borcunu da ancak örnek gösterilen / ilham veren kültür simgesi – sporun beşiği kimliğiyle yola devam ederek ödeyebilir.

Bu zorlu ve şerefli görevi üstlenmek üzere adaylığını koyanlar, Galatasaray’a olan manevi borçlarını bir nebze ödeyebilmek ve şanlı armamıza faydalı olmak amacıyla vazifeye talip olmalıdır.

 

Not: Hiçbir hakkı mahfuz değildir, iktibas edilebilir.  Kısmen veya aynen kullanılabilir, buradan ilhamla benzer önermeler kurgulanabilir.  Herhangi bir telif hakkına tabi olmadığı gibi, intihal iddiasına yol açacak akademik bir çalışma da değildir.  Yeter ki HÜR DÜŞÜNCE ve HAKİKAT kazansın, yeter ki içinde fikir barındırmayan ucuz siyaset sona ersin.  Bu yazı, panik halde çözüm arayan ama sadece ezbere isimlerden bahsedenlere farklı bir bakış açısı sunmak üzere kaleme alınmıştır. 

Östersunds faciası: Yol kazası mı, mezar kazısı mı?

20 Temmuz 2017 gecesi Galatasaraylılara yaşatılanı özetlemekle başlayalım isterim:
Yaz mevsimi, aylardan temmuz, rakip İsveç’ten adı Östersunds,  nüfusu 50 bin olan kentin 1996’da kurulmuş futbol kulübü, ilk defa Avrupa kupalarına katılma başarısı gösterebilmişler, parçalı forma giyen stoper Maicon’un bonservisi kadar takım bütçeleri var, iki maçta 180 dakika sahadayız ve toplamda 1-3 yenilerek UEFA Avrupa Ligi’nden eleniyoruz !
O üç golden birine imza koyan İngiliz Jamie Hopcutt rakibimize Tadcaster Albion takımından transfer olmuş yani Büyük Britanya 7.liginden..?
Bütçeyi defans oyuncusu Maicon üzerinden mukayese ediyorduk da, biliyor musunuz Sabri Sarıoğlu’nun eski kulübü Galatasaray 6 senede 8 sağ beke net 21 milyon Euro bonservis ödedi.  
Dört tanesini Dursun Özbek getirdi toplamı 9,3 milyon Euro, dört tane de Ünal Bey getirmişti ederi 11,7 milyon Euro.  Yani dert bir değil, dert yeni değil !
Bir yıl süresi kalmış sayıca eksik başarısız yönetim kurulu ile bir yıllık kontratı olan vasat teknik direktörün Galatasaray’ı 3-4 yıl bağlayan yüklü kontratlara imza atması / attırması pek ilgi çekmiyor sanki, yine de şu maliyetlere farklı perspektiften bakmaya gayret edelim.
Bu yaz futbol takımına katılan dört yeni transferimizin (Gomis + Maicon + Belhanda + Mariano) bonservis ve yıllara yayılmış oyuncu alacaklarının toplamı net 66.650.000 Euro..
Bu rakama vergi, puan başı primler, başarı ödülleri, bonuslar, menajerlik komisyonları ve sair ücretler, masraflar dahil değildir.
Sadece %15 stopaj yükünü üstüne koyarsak brüt maliyet 78,4 milyon Euro oluverir.
Hani kimse bize öneride bulunmuyor deniyor ya, bu yönetime “Avrupa’da olduğu gibi vergiyi sporcular ödesin” teklifi yapıldı, “game changer” olacak bu değişikliğe elbette cesaret edilemedi.  Kulüplerin sürekli devletin himmetiyle hiç vergi ödemediğini zannedenler de olabilir, diyelim ki mevzuata hakim değiller, en azından Galatasaray SK Tüzüğünün 154.maddesini okumalarını tavsiye ederim.
http://www.galatasaray.org/s/besinci-kisim-parasal-konular/32
Bu satırların yazarı dahil olmak üzere kur riskinin hedge edilmesi de önerildi, bildiğim kadarıyla bir çalışma yapılmadı.  Euro/TL kuru 25 kuruş artsa sadece yukarıdaki net bütçenin total maliyeti artışı 16,6 milyon TL fatura çıkarır.  Bu rakamı alıp başka yere kanalize etsek, mesela realize olmuş 2016 gider bütçesine göre Erkek Voleybol, Yüzme, Sutopu, Yelken şubelerinin hepsine birden %100 sponsor olursunuz.
Gomis + Maicon + Belhanda + Mariano dörtlüsünün 1 yıllık stopaj yükümlülüğüne, menajerlerine ödenen kontrat başına ortalama %10 menajer komisyonu eklediğimizde 5.873.822 Euro taahhüt altına girmiş oluyoruz.  Bugünkü kurdan ortalama karşılığı 23,847 adet Doğu/Batı üst kombine kart ediyor.  “Transfer yapmazsak kombine satamayız” noktasından hareket edenler bilsinler ki, hesapsız transfer fırtınasının sonucunda tribün gelirinin hatırı sayılır kısmı zaten berhava oluyor.

İddaa oynayanlar dışında pek çok futbolseverin muhtemelen adını ilk kez duyduğu Östersunds’a elenince müstesna Süper Ligimizin İlhan Cavcav sezonuna dönmüş olduk.
Misal; Süper Lig’de 51 puan toplarsak bu dört yeni transfere 1,169,000 Euro net prim ödeyeceğiz.  51 puanla en iyi ihtimal beşinci oluruz muhtemelen ama olsun, kontratları gereği onlar kazanacak ve bu prim miktarına vergi dahil değildir.
Peki bu primi elde etme hedefi oyuncunun şevkini artırır mı? Bu dörtlü her halükarda 2017-2018 sezonunda kaç puan alırsak alalım toplam 11.200.000 Euro net para kazanacak yani söz konusu prim ancak %10 artışa tekabül eder.  Mesela yıllık gelirin 1/3’ü puana bağlı olsa belki etkisi olabilirdi.  Demek ki bu oyuncuları alacaklarının garantilendiği imzalar ertesinde artık para motive etmez, onları jetonlu oyun makinesi gibi değil insan olarak değerlendirmek gerekiyor.
Stratejik planlama, icra yetkinliği ve iletişim becerilerinin ön planda olduğu spor yönetimi aslen duyguları, enerjiyi ve performansı yönlendirebilmektir.  Bugün Galatasaray’da duygular parçalı kemik kırığına dönüşmüş, enerji yerini küskünlüğe bırakmış, performans kabul edilebilir seviyenin çok altına inmiştir.  Yakın geleceğe dönük umut kalmamış, mevcut yönetim döneminde tüm müspet gelişmeler Emlak Konut üzerinden anlatılagelmiştir. Bu yaklaşıma sahip Gayrimenkul A.Ş. yöneticilerinin takımdaki gedikleri menajer tavsiyeleriyle kapatamayacağı ya da sporcuların kafasındaki korku, şüphe ya da belirsizlikleri Florya’da barbekü partisi vererek gideremeyeceği de açıktır.  Maalesef A.Ş. yöneticilerimiz GRC (governance, risk and compliance) konusunda da kötü performans vermişlerdir.
Bu yönetime oy verenler küskün müdür, ibra edenler pişman mıdır, erken seçim opsiyonuna destek / imza vermeyenler memnun mudur bilemem ama iki senedir yaşadıklarımız, yaşayacaklarımızın garantisi gibi göründüğünden vaziyet beni çok endişelendiriyor.   
Gönül isterdi ki, dün 5-0 kazansaydık.. O zaman bu vahim tablo daha az ilgi çekerdi ama yine de geçerli olacaktı.  Ezeli rakibimiz geçen sezon Nisan ayında Olympique Lyon’a elendiğinde, UEFA Kupası görseli eşliğinde #TarihBirKereYazıldı diye aklınca sosyal medyadan ayar veren samimiyetsizlik ve kibir, yeni bir tarihe imza atmış oldu dün gece, tek fark budur.  
Bastırırız parayı, 4-5 uçak daha iner, günlük yaşayan taraftar unutur, her şey yoluna girer” diye düşünenler de olabilir, en azından unutmayanlar olacağını ve her platformda hesap sorulacağını bilsinler.  772 gün önce mazbata almış bu yönetim, tam 24 futbolcu transfer etti, hala yetmedi mi?
SONUÇ:
Mevcut koşullar ve ihtimaller göz önüne alındığında, Yönetim Kurulumuz için görünür en iyi seçenek; Aralık ayından geç olmamak kaydıyla seçimli genel kurul yapılacağını ve yeniden aday olmayacaklarını ilan etmeleri, erken seçime kadar geçen dönemde de Galatasaray Spor Kulübü ve bağlı şirketlerini taahhüde sokacak hiçbir karar vermemeleri, herhangi bir imza atmamalarıdır.
İngiliz atasözünde dediği gibi  “if you are in a hole, stop digging / zaten çukurda isen, kazmaktan vazgeç
Koltuğa yapışma ısrarı ve bu manasız çaba sürecek ise, pek çok insan durumu Galatasaray’ın yakın geleceğinin mezarını kazma kararlılığı olarak algılayacaktır, bu algı kaos ve kargaşayı beraberinde getirir.

Galatasaray Spor Kulübü’nün 36. başkanına tebrik mektubu

Galatasaray Spor Kulübü’nün 36. Başkanı seçilen Sayın Dursun ÖZBEK’i ve ekip arkadaşlarını tebrik ediyorum.  Bugünkü sevinç ve heyecanlarını yitirmeden çalışmalarını ve üretmelerini diliyorum.
Dursun Özbek elected
Bu vesileyle bazı beklentileri ve beraberinde önerileri kendilerine sunmak isterim.
Sayın Başkan,
·         Size oy veren 2800 üyemiz dahil, şu an kimseye borçlu değilsiniz.  Ne seçim ekibinize, ne devre arkadaşlarınıza, ne de başkasına.. Size oy verenler Galatasaray’a liyakatla hizmet etmenizi bekliyor, oy veren veya vermeyen tüm Galatasaraylılardan destek talebinde bulunabilirsiniz, bu anlamda alacaklısınız çünkü artık kulüp başkanısınız.   Galatasaray’a hizmet borcunuzu öderken, destek ve katkı konusunda alacaklı listenizi geniş tutabilirsiniz.  İlk olarak, seçim yarışına girdiğiniz ekiplerin yenilikçi projelerini sizinle paylaşmalarını talep etmeyi gündeme alabilirsiniz, aklın yolu aynı istikamete çıkarsa bundan kulübümüz kazançlı çıkacaktır.
·         Kulüp üyeleri arasında yakınlaşma fırsatları yaratmalı, güven ortamını tesis etmelisiniz.  Milyonlarca Galatasaraylıya da güven aşılamak, ilham vermek, onları heyecanla sahip çıkacakları gerçekçi hedefler doğrultusunda mobilize etmek zorundasınız.  Örneğin futbolcu Zlatan Ibrahimovic’in transferi gerçekçi bir hedef değildir ama Türk Telekom Arena’ya ulaşım sorununu kalıcı olarak çözmek için kamuoyu baskısı oluşturmak makul bir hedeftir. Galatasaray Spor Kulübü’nün içinde bulunduğu zor durumdan çıkışı ancak dayanışma, katılım ve sinerjiyle mümkün görünmektedir.
·         Birinci elden tespit ve gözleme, veriye, analize, mukayeseye dayanan rasyonel eleştirileri mutlaka ciddiye alarak değerlendiriniz, eleştiri sahiplerinden teşekkürü lütfen esirgemeyiniz.   Dedikodu, husumet, kirli ezber ve gevezelik türünden tüm lakırdıları yok sayınız, bu tip faydasız cümleleri duymayınız ve dikkate almayınız.
·         Basınla gayet mesafeli olmanız yararlı olacaktır.  Medyada kimsenin iyi niyetine, iltifatına ya da sözüne güvenmeyiniz.   Yılların kanayan yarası olan, yönetim kurulu toplantılarında konuşulanların gazetecilere ışık hızıyla iletilmesi ayıbını çözerek işe başlasanız fevkalade olur.   Samimi ve tutarlı olunduğunda, kişisel rating değil kurumsal itibar ön planda tutulduğunda, iletişim kazalarının çok azalacağını göreceksiniz.  Kişisel iletişiminiz için profesyonel destek veya danışmanlık almanız da fayda sağlayabilir.
·        Malumunuz olduğu üzere, Türkiye’deki sportif rekabet ortamı son 15 senede aşırı kirlendi, siyasetin müdahaleleri her tür özerklik ve bağımsızlığı sınırladı.  Galatasaray’ı yarışılacak rakip değil, yok edilecek hasım olarak gören güç odakları semirdi.  Her ne kadar Sayın Yarsuvat bir türlü kabullenmese de, organize şike ve teşvik primi skandalı yaşandı ancak Galatasaray’ın da emeğini çalan kulüpler Türkiye’de cezalandırılmadı.  Sporu yöneten kurumlar, siyasi otorite ve diğer kulüplerle ilişkilerin nasıl şekilleneceğine dair bir strateji oluşturulmak zorunda aksi takdirde bu hassas konulardaki her türlü yalpalama milyonlarca Galatasaraylının kulüple arasına duygusal mesafe koymaktadır.  Sürdürülebilir başarının olmazsa olmazı da, temiz ve adil rekabet ortamıdır.
·         Futbolda şampiyonluk ve dördüncü yıldız, akabinde elde edilecek ek gelirler ve Şampiyonlar Ligi bileti mali anlamda kulübümüze hamle şansı verecektir.  Bu şansı lütfen iyi kullanın, ana faaliyetinden finansal kar elde edebilen bir marka haline gelebilmek mecburiyetindeyiz.  Amatör branşların da kambur ya da külfet değil, yeniden organize edildikleri ve dirayetli biçimde yönetildikleri takdirde bir spor kulübünün temel taşları olduğunu yeniden hatırlatın bizlere.  Konjonktürel zaruretler bazı branşlarda yarışmacı takım kimliğinden bizi uzaklaştırsa da, nitelikli sporcu / insan yetiştirme misyonundan vazgeçmeyelim.
Size ve ekip arkadaşlarınıza sonsuz başarılar diliyorum.
Yolunuz açık olsun, Allah utandırmasın.