Havalanan Uçak ile Batan Geminin Panoraması

Bu yıl değişen kulüp tüzüğü gereği mali yıl artık takvime değil sportif döneme özgü izlenecek.  Kulübümüz de tıpkı futbol şirketleri gibi her yıl 1 Haziran günü mali yıla başlayıp ertesi senenin 31 Mayıs’ında yılı kapatacak.  Bu değişimin doğal sonucu olarak olağan mali genel kurul toplantıları artık Mart ayında değil sonbaharda yapılacak.  14 Ekim 2023 günü gerçekleşecek toplantı da geçişe tanıklık edecek ara dönem olan 1 Ocak-31 Mayıs 2023 arası 5 aylık faaliyet ve hesapların sunulması amacını taşıyor.

Tam bu noktada sportif sezonlara dayalı gelir gider dengesinin konsolide takip edilmesi ve mali yılların eşitlenmesi gerekliliğini ilk kez dile getirenlerin ve bunun için epey uğraşanların başında gelen İstanbul Sanayi Odası eski başkanlarından Kulüp Divan üyemiz Sayın Hüsamettin Kavi’yi rahmetle anmak isterim.  Olgun tavrı, nezaketi ve bilgeliğinden çok istifade etmiştim, kendisiyle olan sohbetlerimi özlüyorum.

Galatasaray Spor Kulübü üyelerine faaliyet kitapçığını ve mali sonuçları online platformda sundu.  Bu konulara ilginin giderek azaldığını net biçimde gözlemliyorum, dolayısıyla raporları bihakkın inceleyen pek az üye olduğuna eminim.  “Merakı olup incelemeye vakti olmayanlar için Galatasaray’ın 5 aylık performansı ve son dönemdeki gelişmeleri ele almaya niyetlendim” demek isterdim ama aslında bunlar benim kendime notlarım, zamana yenilmemek ve unutmamak için… Herkesin kendi kahramanlık hikayesini anlattığı ve alkış beklediği dönemde sapla samanı, propaganda ile hakikati ayırmak için yazıyorum.  Yazdıkça hatırlıyorum, hatırladıkça benzerlik ve farkları görüyorum, gördükçe anlıyor ve sorguluyorum.  Bu da hafızayı ayakta tutuyor, muhakemeyi güçlendiriyor.  Manipülasyona müptela kitlelerin kalabalık gürültüsü içinde, dingin bir köşe yaratma çabası da denebilir.  Geçmişi unuttuğumuzda yakınımızdaki tehlikelerin farkında olmayız ve kaybedeceğimiz bazı şeyleri geri almamıza zaman müsaade etmez.

Konumuza dönecek olursak futbol topunun kale çizgisiyle olan fırtınalı aşkı algılarımızın ayarlarıyla her zaman oynuyor.  Galatasaray profesyonel futbol takımı sezona gayet iyi başladı. Ligin ilk 8 maçında 2,75 puan ortalamasıyla gidiyoruz.  Ön elemeleri kazasız belasız geçip ait olduğumuz UEFA Şampiyonlar Ligi A grubuna demir attık.  Old Trafford’da (The Theater of Dreams) alınan galibiyetle keyfimiz yerinde, nazar değmesin.  Üstelik takım maksimum performansına ulaşmadı henüz, gidecek yolumuz varılacak menzilimiz var çok şükür…

Profesyonel futbol Sportif A.Ş. bünyesinde yönetiliyor, Süper Lige GALATASARAY A.Ş. olarak tescilliyiz.  14 Ekim günü ise Kulübün (Derneğin) üyeleri toplanacak ve oy vererek iş başına getirdikleri yönetimin performansına bakacaklar.  Dolayısıyla önceliğimiz üyesi olduğumuz Galatasaray Spor Kulübü olacak, bakalım 2023 yılının ilk 5 ayında neler yaşanmış.

Maalesef yazının girizgahındaki ılıman iklim burada sona eriyor, buradan sonraki satırlarda winter is coming…

Galatasaray SPOR Kulübü (DERNEK) bu yılın ilk 5 ayında tam 196.585.058 TL Brüt Zarar yazmış.  Brüt zarar kabaca malı satış fiyatınız ile maliyetiniz arasındaki fark diyelim.  Kar-Zarar tablosunun daha ilk satırında patlıyor bomba!  Geçen yılın 12 ayında 106 milyon TL brüt zarar varken, bu yıl ilk 5 ayda %85 daha fazla zarar var.  Bu verinin içinde futbol yok, faiz / finansman gideri yok, yatırım maliyeti yok, genel yönetim giderleri yok.  Futbol dışı branşlarda sahaya çıkmak üzere takımlar kurmuşuz, teknik kadrolara ödemeler yapmışız, amortisman benzeri giderler doğal olarak mevcut ve karşılığında gelir elde etmişiz.  Fark (-) 196,5 milyon TL.  Akıl alır gibi değil, spor yapmamışız da parayı sobada yakmışız gibi bir netice var ortada.

Elbette kulübün genel yönetim giderleri, başka diğer giderleri de eklenince esas faaliyet zararımız 269,7 milyon TL.  Sadece 5 ayda bu zarar? Geçen yıl 12 aylık zararı beş ayda 59 milyon TL sollayıp geçmişiz. 

Yatırım faaliyetlerinden gelirler yani sporla ilgili olmayan değerlemeler ya da yatırım dönüşleri eklenince tablo hafiften düzeliyor.  Üzerine geçmiş yıla nazaran çok ağır görünmeyen finansman gideri ekleniyor.   Beş aylık dönem zararı 105 milyon TL’ye iniyor!  “Bu beş aylık dönemde döviz kuru bizi perişan etmiştir” ezberine sığınmak isteyenlere kötü haber, 1 Ocak-31 Mayıs arası döviz ortalama %9 yükselmiş.

Gelelim BÜTÇE konusuna.  Yönetimler her sene genel kurula bütçe getiriyor ve onaylatıyor.  Genel kurulda genelde ezbere kalkıyor eller zira bütçe üzerine kafa patlatmak yorucu…

Şimdi biraz geriye dönüyoruz, 30 Temmuz 2022… Yeni göreve gelen Sn. Dursun Aydın Özbek başkanlığındaki yönetim bütçesini sunuyor, akabinde geniş yetkiler talep ediyor. Bu satırların yazarı kürsüde temelde şu mesajları veriyor dinleyen maksimum 428 kişiye.

  • Bütçe ve planlama konusunda merkezi bir disipline ve olgun geleneklere sahip değiliz
  • Hazırladığınız bütçe kalemleri arasındaki sapmalar ve değişimler, bütçe varsayımları hakkında hiçbir bilgi vermemişsiniz
  • Devraldığınız bütçe 40 milyon TL eksiyle gidiyor, bunu düzeltmek en azından izlemek için elinizde yöntemler var.  Lütfen gayretle takip edin, bu açığı kapatmaya çalışın
  • 2019, 2020 ve 2021’de bu kulüp faaliyetinden zarar etmemiştir, sportif faaliyeti finanse etmek için yeni borç almaya gerek duymamışlardır.  Lütfen bu disipline geri dönün.
  • Hazırladığınız bütçenin tutmama ihtimali gayet kuvvetlidir! Lütfen ay ay, hafta hafta takip edin.  İşin ucunu bir kaçırdınız mı sonu felakete varır.
  • Destek faaliyet konumundaki şirketler zarar edemez, bunlarla ilgili derhal net karar alınmalıdır.
  • Döviz cinsinden harcama yaparken çok hasis davranın, ülkenin makro dengeleri alarm veriyor, kurun nereye gideceği belirsiz.

Ben Albus Dumbledore ya da Nostradamus değilim, ailemde müneccim de yok.  Kahin ekonomist Nouriel Roubini olma iddiam da olamaz ama yine de bir bakalım neler olmuş.

Bütçenin gelir tarafında yılın ilk 5 ayı için Kulüp Merkezi ve ADA sayesinde 3,3 milyon TL gelir fazlası yaratmışız, ki bu güzel haber.  Detaya indiğimizde amatör branşlarda hesaplanan %5 eksik gelir var ama bu kontrol edilebilir seviye olarak kabul edilmelidir.

GİDER tarafında ise durum hiç iç açıcı değil.  Bütçelenenden 23,3 milyon TL fazla gider yapmışız.  Sportif branşlar ilk 5 ayda bütçenin %16 üzerinde harcama yaparken, giderleri rahat takip edilecek spor okullarında mesela %30 sapma söz konusu.

Yani ilk 5 aya bakıldığında faaliyetler özelinde değerlendirirsek bütçe tutmamış. 

Elbette 11 Ekim 2023 tarihli divan kurulunda Levent Yaz’dan bayrağı devralan muhasip üye Sn. İsmail Sarıkaya bütçeyi başka türlü takdim etti.  Yukarıda belirtildiği üzere kur farkı beklenenden az gerçekleştiği için, faizler de anılan dönemde raydan çıkmadığı için genel kurula onaylatılmış 358 milyon TL yerine 352 milyon TL zarar ederek bütçe dahilinde gittiklerini söyledi.  Teknik olarak söylediği doğrudur ama bakış açısı sağlıksız ve tehlikelere açıktır.  Kulüp yönetimleri hükümleri altında bulunan operasyonun / faaliyetin dizginlerini ellerinde tutmalılar.  Zira döviz kuruna global finans piyasaları, politika faizine siyaset karar veriyor. O alanda herhangi bir tesirimiz yok, ülkenin tamamı gibi aynı alamete binmiş seyir halindeyiz. Üstelik yerel seçimden sonraki içerideki acı reçete beklentisine ek olarak bölgesel gerginliklerin petrol arzına etkisi, varil başına fiyatların artışı, bunun Türkiye’nin cari açığına dolayısıyla döviz talebine etkisi derken enflasyonla birlikte kur riski halen açık yara gibi…

Konsolide verilere de bakalım.

Üyelerimizin alkışlarla ve büyük beğeniyle ibra ettiği 2022 yılı 1 milyar TL toplam faaliyet zararıyla kapanmıştı.

2023 yılı ilk beş ayında Galatasaray Spor Kulübü ve tüm iştirakleri toplamda 799 milyon TL faaliyet zararına ulaşmış!  Sayın İsmail Sarıkaya bu veriyi yine Divan’da aktarırken taşınmazların yeniden değerlemesiyle ulaşılan gelirleri referans göstererek dönemi aslında kârlı kapattığımızı söylüyor.  İfade teknik olarak yanlış değil ama biz faaliyetimizden cayır cayır zarar ettiğimiz sürece manası yok.

Örneğin futbol şirketimiz Sportif A.Ş. yılın ilk 5 ayında 581 milyon TL dönem zararına ulaşmış.  Referans açısından geçen yıl 12 ayda 609,8 milyon TL zarar edilmişti.

Üzerine fırtınalar kopan, resmi hesaplardan kişisel husumetlerin püskürdüğü Galatasaray Mağazacılık A.Ş. yılın ilk 5 ayında 257 milyon TL ciroya karşılık sadece 2.590.239 TL kâr elde edebilmiş.  2022 yılını da üzerine koyduğunuzda 17 ayda toplam 19,9 milyon TL kâr var ortada. 17 ay boyunca kocaman bir organizasyon, değerli bir marka çalışıyor.  Personel, yatırımlar, kampanyalar, siparişler, satışlar, mesailer, tasarımlar, lansmanlar ve bize kalanla İstanbul Levent’te 1+1 rezidans dairesi alabiliyoruz.

Bu performans üzerine ne başarı hikayeleri anlatılıyor, “Dönemimizde 355 milyon TL EBITDA yarattık” diyor istifa eden ekip ama resmi verilerde bu meblağın izini süremiyoruz.  Perakendecilik şirketimizin geleneksel ciro / kâr denklemine baktığımızda bunun olabilirliğini nasıl tarif edelim.  ARZU Film prodüksiyonu Neşeli Günler filminden unutulmaz bir sahnede Şener Şen pazarlama dehasını şu cümleyle taçlandırır.  “Ürünlerimizi İngiltere kralı, rahmetli başkan Kennedy, Taçsız Kral Pele, Beckenbauer, kaleci Maier, Nadia Comaneci, Brigitte Bardot hatta Fenerbahçeli Cemil kullanıyor.”  Hesap oraya çıkıyor. Oysa gerçekten çok başarılı olduklarını düşünüyor ve emeklerinin ziyan, ortaya çıkardıkları değerin zayi olduğuna inanıyorlarsa; twit atmak yerine kapsamlı bir faaliyet raporu ortaya koyar ve dönemlerinde olan biteni anlatırlardı. Ellerinde iyi örnek de vardı üstelik, 2021’de görevi bırakan yönetim perakendecilik faaliyetiyle ilgili 60 sayfa gayet güzel bir çalışmayla veda etmişti. Sorardınız mesela o dönemden Kaan Kançal’a, anlatırdı yaptıklarını.. o kadar da zor değil?

Mağazacılık şirketinden istifa edenlerin gizli bir ajandası var mı bilmem, içinden çıktıkları yönetimi topa tutmak için mühimmat biriktirmişler midir ilgilenmem ama üslup şık değil, bireysel serzenişlerine kulübün resmi mecrasını alet etmeleri çok ayıp… Gerçekleşmemiş verileri uluorta paylaşıp manipülatif bilgiyi dağıtıma sokmaları riskli… Birtakım iddialar ileri sürüp “buradan istifa ettim ama diğer görevlerimde kalıyorum” demek ise gülünç!

İstifa demişken, Sn. Levent Yaz’ın istifasındaki iddia daha kayda değerdi.  Bazı iştiraklerin bütçelerinin yönetim kuruluna gelmediğini, talep edilen kimi açıklamaların yapılmadığını söylemişti.  Buradaki tahminlerim daha kırıcı olur ve Galatasaray’a zarar verebilir, konuyu burada kapatmış olalım.

30 Temmuz 2022’de GSTV’yi örnek vererek net bir görüş ortaya koymuştum. Galatasaray faaliyetinden zarar etme defterini kapatmalıdır ama herhangi bir mali yılda zarar edecekse yelkenden ya da atletizmden zarar edebilir.  Sportif branşlar hariç hiçbir iş kolu zarar edemez.  Ana faaliyete destek konumundaki bu operasyonlar ya rehabilite edilir, ya outsource edilir ya da tasfiye edilir. 

GSTV yılın ilk 5 ayında 408 bin TL ciro yapmış ve sıkı durun 11,5 milyon TL zarar etmiş.  Geçen yıl 12 ayda 6 milyon TL zarar etmişti, bunu neredeyse ikiye katlamış 5 ayda.  Software yatırımı olmuş, kablolama yapılmış.  Herhalde bu maliyetlerden ötürü zarar söz konusu çünkü personel tablosuna baktığınızda şirketin sıfır çalışanı görünüyor.  Toplam 5,7 milyon TL değerinde varlığı olan şirket, özgün içerik üretmekte zorlandığı ve reklam geliri elde edemediği TV kanalını inatla web ve mobil platformda faaliyet gösterecek şekilde dönüştürmediği için para kaybetmeyi sürdürüyor.  Bu şirketin yönetim kurulu üyelerine sormak isterim, “ne yaptığınızın ve buna değmeyeceğinin farkında mısınız?”

Kulübümüzün Sportif A.Ş.’ye olan borcu 2.172.877.394 TL’ye ulaşmış.  Önceki yönetim dönemlerinde her ay Divan kurulu kürsülerinden didik didik sorgulanan bu meblağ, Sayın Özbek seçildiğinden beri konuşulmaz oldu.  Sebebi çok açık, eskiden eleştirenlerin artık oy verdikleri yönetimi sıkıştırmak istememesidir.  Adamına göre muamele ve çifte standart Galatasaray’a fayda getirmez, bu notu da eklemiş olalım. 

31 Aralık 2021’de idari personel sayımız 432 iken 31 Mayıs 2023’de 480’e yükselmiş. Bu artışın gerekçelerine dair veri yok elimizde ancak çalışanların becerileri, yetkinlikleri ve aidiyetleri sürekli izlenmelidir.  Çalışanların mutlu ve verimli çalıştığı bir organizasyon olma hedefinden ayrılmamalıyız. Bununla birlikte sürekli artış gösteren kıdem tazminatı ya da kullanılmamış izin karşılıkları maliyet kalemi olarak kontrol altında tutulmalıdır.  Eminim ki grubumuzun İnsan Kaynakları Direktörlüğü bu konuyu parametrik olarak ele alıp inceleyecektir.

Güzel şeylerden de bahsedelim, en azından okuyanlara moral olsun.

Finansal yeniden yapılandırma anlaşmasının ödemesiz dönemi 31 Mayıs 2022’de sona ermişti. 2023 yılı Şubat ve Mayıs aylarında faiz ödemeleri anlaşma kurallarına uygun olarak yapılmış.

Bilindiği üzere Florya’da bize ait olmayan 40 dönüm araziyi bedelini ödeyerek satın aldık. Bu doğru bir operasyondu, krediyle yapılan bu alışverişten kaynaklı borcumuzu da ödemişiz.  Hatırlanacak olursa Florya’daki tapulu mülkümüzü Emlak Konut’a bedeli mukabili devretmiştik. Gelir paylaşımı işbirliği gerçekleşmeyince faiziyle / masrafıyla ödeyip tapulu parseli geri almıştık.  O dönemin yönetimi yerden yere vurulmuştu, “proje bütünlüğü bozuldu” denmişti.  Oysa şimdi geri alım sayesinde üzerine bize ait olmayan 40 dönümü daha alarak çok daha verimli bir projeye yürüyoruz. 

Bu operasyon için kullandığımız 1.085.000.000 TL krediyi TL Ref +5,5 faizle kullanmışız.  Bankalar konsorsiyumu ile yapılan ve beğenilmeyen yeniden yapılandırma anlaşmasının faizi TL Ref + 1,5 idi.  Yeniden tespitle sormuş olalım: GSRAY Sportif A.Ş. ayarında yıllarca zarar etmiş, öz sermayesi erimiş, belirsizlikler içinde, uluslararası risklere tabi, profesyonelce yönetilmeyen başka bir şirket bu koşullarda bankayla borç yapılandırma anlaşması yapabilir miydi?  Bankanın kapısından bile geçemezdi.  Bu anlaşma kamu otoritesinin, hükümetin, devletin (adına ne derseniz) kulüplere sağladığı ciddi bir imkan ve imtiyazdı.  Politika faizi ısrarla düşük tutulduğu dönemde çok avantajlıydı, bugün %30 politika faizine rağmen halen avantajlı sayılır zira bulabilirseniz eğer ticari kredi faizleri %45’lerden %60’lara varan maliyetlerdedir.  Artı değer üreten stabil bir gelir modelimiz olsa TL cinsinden anlaşmada kalmak aşağıdaki geri ödeme tablosuna ve enflasyonist beklentilere göre halen iyidir ama bir seferlik yüksek nakit girişi olacaksa borçları kapatıp çıkmak da iyi bir opsiyon olacaktır.

Uzun yazımızın son bölümünü Sportif A.Ş’nin bize gösterdiği yeni ufuk çizgisi ve Sayın Erden Timur’a ayırmak isterim.

Sn. Timur Nisan ve Eylül aylarındaki Divan Kurulu toplantılarında futbola dair vizyonu ve hedefleri ortaya koyan iki güzel sunum yaptı.  Bireysel olarak bu konuya çok odaklandığı, pek çok kişiden fikir aldığı ortada.  Böylesi çalışmaları seven ve destekleyen biri olarak beğendiğimi söylemeliyim, hemfikir olmadığım birkaç nokta olsa da ortaya bir strateji koymak başlı başına bir ileri adımdır.  Eksik olan ise futbola dair bir strateji çizilmeye çalışılırken, Galatasaray Spor Kulübünün diğer branşları hakkında böyle bir çalışmanın var olmaması, en azından üyelerle paylaşılmamasıdır.  Divan üyelerinin futbol sunumunu alkışlarken “üyesi olduğumuz kulübün diğer branşları nasıl bir yol izleyecek?” diye sormaması da bu kurulun artık Galatasaray’a yön gösteremediğinin delili mahiyetindedir. FUTBOL kendine bir yol haritası çizip defineye ulaşmaya çalışırken, Dernek bulunduğu yeri daha derin kazmakla meşgul gibi.  Kulüp yönetimine seçilmiş olanlara hatırlatmak isterim, sizin ilgi alanınız voleybol, kürek, atletizm, basketbol veya yelken olmalıdır.  Futbol Sportif A.Ş. bünyesindedir, doğru yere odaklandığınızdan emin olunuz!

Tam bu noktada gayet sakil şekilde sürdürülmeye çalışılan atanmış-seçilmiş tartışmasına girelim.  Bir kere kör kıskançlık ile bir yere varılmaz, haset ederek kendi kaderinizi güzelleştiremezsiniz.  İkinci olarak seçilmiş, atanmış hatta dışarıda kalan olarak GALATASARAY’a hizmet etmenin türlü yolları ve dereceleri vardır. Bir taşı şuradan alıp oraya koyana müteşekkir olunmalıdır.  Hele ki mevcut yönetimi sevenler ve destekleyenler Erden Timur’u “atanmış” diye kendilerince küçümsüyorlarsa, bilsinler ki seçimi Erden Timur sayesinde kazandılar.  Hatırlayınız, kampanya döneminde çok akıllı bir strateji ile başkan adayı mevzi gerisine çekildi.  Kampanya sözcüsü konumundaydı Erden Timur, seçmen hem onun basketbolda yarattığı olumlu havaya hem kampanya dönemindeki samimi heyecanına hem de gayrimenkul projelerinde işler yürürken deneyimlerini Galatasaray lehine kullanacak olmasına oy verdi.  Erden Timur’u atanmış diye eleştirenlere soru, Erden bey karşı listede yer alsa bugün kulüp başkanı kim olurdu?  Yaratılmak istenen ayrım manasız olduğu kadar hafızaların da ne kadar zayıf olduğunun göstergesi…

Sayın Erden Timur Eylül ayında Kemerburgaz tesislerimizin şantiyesinde yapılan Divan toplantısında bir sunum yaptı ve inanılmaz şeyler anlattı.  Ortalama 75-80 milyon Euro iş hacmi yaratan Sportif A.Ş’nin 2023-2024 mali yılını 218 milyon EURO ciro ile yani yaklaşık 6,3 milyar TL ile kapatmasını beklediklerini söyledi. Avrupa’nın en büyük 20 kulübü listesini zorlamak anlamına geliyordu bu söylem.

Türk futbol şirketlerinde 2 milyar TL barajı geçen mali yıl Fenerbahçe tarafından 2,06 ile aşılmıştı.  Şimdi biz 3-4-5 pas geçip 6 milyar liranın üzerine çıkacaktık. Dünya rekorlarını birer santim geliştiren Sergei Bubka gibi değil de, ağırlıkları beşer onar artıran Naim Süleymanoğlu gibi olacağız anlamına gelir bu.

İşaret ettiği içinde bulunduğumuz mali yılın ilk çeyrek sonuçları da KAP üzerinden yeni açıklandı.  Öncelikle hasılat (ciro) infilak ederek 1,488 milyar TL’ye gelmiş.  Müthiş bir performans bu, bir önceki yılın aynı dönemine nazaran 5 kattan fazla bir meblağdan bahsediyoruz. Faaliyetten kaynaklı 200 milyon TL kâr, geçen yılın aynı dönemine göre yüklü bir faizi kazancımızdan ödemişiz yani borç ödemek için borca girmemişiz ve dönem 98 milyon TL kâr ile kapanmış.  Brüt zarar döneminden pozitif EBITDA’ya geçmişiz. Çok sevindirici gelişmeler, devamı da gelsin diyoruz.

Örneğin Fenerbahçe Futbol A.Ş. bizim 200 milyon TL faaliyet kârına karşı, (-137) milyon TL zarar yazmış ancak bonservis satış gelirine 1 milyar TL’nin üzerine rakam yazınca dönemi muazzam bir performansla tamamlamışlar.  İlginç olan Şampiyonlar Liginde mücadele eden lig şampiyonu Galatasaray’ın mağazacılık geliri Haziran-Ağustos arası 3 aylık dönemde Fenerium’dan biraz geride kalmış. (438 milyon TL’ye karşılık 405 milyon TL) 

Bu arada spor kulüplerinde gelirler üzerindeki dönemsellik ilkesini de unutmamak gerekir. Diyelim ki sezonluk 1 milyar TL geliriniz, 1 milyar TL de gideriniz olsun. Buna rağmen gelirin düşük, giderin yüksek olduğu çeyreklerde nakit akışını yönetmekte zorlanır ve kredi arayışına girersiniz. Örneğin yaz mevsimi bereketlidir, peşin oyuncu satmışsanız gelirini bilançoya yazarsınız. Kombineler satışa çıkar, seyirciler size kaynak aktarır. Turnuva katılım bedellerinin bir kısmı ödenir. Geçmişten bir örnek, 2019-2020 ilk 3 aydaki dönem kârı 79,5 milyon TL idi ve aynı dönemin hasılatına oranı %37’nin biraz üzerindeydi. Dönemin Euro/TL’nin kuru ise 6,45.

Eylül ayında Kemerburgaz’daki divan toplantısında hedeflenen 218  milyon Euro toplam iş hacmi içinde 121 milyon Euro commercial revenue (ticari gelir) ve 53 milyon Euro matchday income (maç günü geliri) olacağını da kırılım olarak gösterdi.  53 milyon Euro stadyum gelirini de çok iddialı bulmakla birlikte esas önemsediğim konu ticari gelirler oldu.  Türkiye’de maddi getiri yalnızca sportif başarıya endeksleniyor, oysa marifet top çizgiyi geçmezken bile yaratıcı fikirler üzerine bina edilmiş sağlam iş modelleri ile sürdürülebilir gelir elde etmektir.

Ticari gelirden ne kastediyoruz?  Kabaca bakarsak markalı ürün ve hizmet satışları, sponsorluklar, isim hakkı gelirleri, reklam gelirleri, third party proje gelir payları vs. gibi kalemleri kapsıyor.  121/218 dengesine baktığımızda hedeflenen muazzam gelirin yaklaşık %56’sı ticari faaliyetlerden elde edilecek anlamı çıkıyor. 

Oransal değerlendirildiğinde Avrupa’nın ilk 20 kulübü arasında yer alan Atletico Madrid ve Inter’den fersah fersah daha iyi skor. Sıkı durun Juventus, Arsenal, Chelsea’den de iyi bir oran.  Real Madrid bile toplam gelirinin %45-%50’sini ticari gelirden elde ediyor.  Peki %56 ile kim rakibimiz… On yıllardır Deutsche Telekom, Audi, Allianz, adidas gibi devlerle nikahlı yaşayan kusursuz işletme Bayern München!  Türkiye’de yayın gelirlerinin diğer beş büyük lige göre çok geride olmasının bu oranda etkisi olsa da 121 milyon Euro ve %56 ticari gelir payı inanılmaz…
Herkesin heyecanlandığına eminim ama bu tutarın kırılımını kalem kalem görmek isterim.  İçinde gayrimenkul kökenli bir gelir var mı, futbolcu satışlarından elde edilecek gelir nerede gösterilecek, onları anlamak önemli.  O detaylı kırılımdan ve gerçekten sadece tarife uygun ticari gelirlerin dahil edildiğinden emin olmadan benim için bu meblağ “inanılır” seviyenin epey üzerinde… 121 milyon Euro bir sezonluk performans olarak realize olsa bile Erden Timur’a teşekkür edilmelidir, takdirde bonkör davranılmalıdır. Hele ki “bu başarılı çizgi sürdürülebilir mi?” sorusunun cevabı sportif başarıyla direkt bağlantılı olmayan ticari gelirlere dayanarak “EVET” olarak gelirse kapasite olarak artık başka bir lige çıkmışız demektir ki, Sayın Erden Timur ekonomi dergilerine kapak olur, tribünlerde ismine besteler yapılır. O bakımdan bu 121 milyon Euro’yu çok ince dilimler halinde irdelemek her üyenin hedefi olmalıdır. Bunu yaparken de doğru soruları ortaya koyabilmek önemli, mesela kulübün yakın zamanda övünerek ilan ettiği bir sıralamayı paylaşalım.

Bu tabloya göre 2023 yılının Ağustos ayında sosyal medyada en çok konuşulan / en sık etkileşim alan kulüp GALATASARAY, dünya genelinde ilk beşe baktığınızda ikisi Ronaldo ve Messi sayesinde konuşulan kulüpler, ikisi İspanya’nın dev futbol ikonları.. Soru ise şu: “Biz bu etkileşimden ne elde ettik, bilançolara ne yansıdı?” Yoksa konuşuldu, tartışıldı ve geçip gitti mi?

Buraya kadar yazılanların kendimce özeti şu, 9,5 milyar TL toplam yükümlülük kargosuyla birlikte Sportif A.Ş. uçağı pistten başarılı şekilde havalanmış gibi ve yükseliyor.  Dernek gemisi ise pervaneleri faize dolanmış su almaya ve batmaya devam ediyor.  Genel kurula gelen üyeler Derneğin faaliyetine bakıyor ama Sportif A.Ş. futbolcularının attığı gollere göre hareket ediyor. Yönetimleri bağlayan Tüzüğün amir hükümleri ise sevgi ikliminde nostaljiye dönüşmüş durumda.

En ilginç olan ise artık kimse finansal sonuçlarla ilgilenmiyor çünkü itiraf edilmese de herkes gayrimenkul projelerinin nihayete ermesini, tapuların yeni sahiplerine geçmesini, paraların da kasaya girmesini bekliyor.  “Riva, Florya, Mecidiyeköy projelerinden nasılsa çok büyük kazanç elde edilecek, endişelenmeye lüzum yok” diyenlere tekrar hatırlatmak isterim ana faaliyetimizden değer üretmeyi öğrenmediğimiz sürece daima bıçak sırtında yaşayacağız zira bu camia ilgisiz ve duyarsız davrandığı yıllar boyunca çok yanlış refleksler edindi.  Top çizgiyi ya da çemberi geçince yönetimler cici, sportif başarı gelmeyince vur abalıya…

Son zarları attıktan sonra artık Galatasaray’ın bütçesiyle, bilançosuyla kumar oynama devri bitecek.  Şımarık istekler, oluru olmayan talepler, akla zarar deneysel projeler, taraftarın mahalle baskısı, fizibilitesiz yatırımlar hepsinin sonu gelmek zorunda.  Yaratılan fondan sağlanan fayda kadar faaliyetimiz olacak eğer doğru refleksleri edinmezsek…

O güne kadar nasıl Mart 2023’de açık vereceği belli Dernek bütçesini onayladıysanız, konsolide 1 milyar TL senelik faaliyet zararını alkışladıysanız cumartesi günü de alkış, oy birliğiyle ibra, RE RE RE RA RA RA

Ne de olsa, we have Icardi they don’t 🙂

Sevgi ikliminde para kaybetmenin hüznü

Galatasaray Spor Kulübünün 2022 yılı performansını gösteren faaliyet raporları bu ay başında yayınlandı ve 25 Mart 2023 tarihinde olağan genel kurulda bu raporlar üzerine görüşmeler ve oylamalar olacak.

Gördüğüm kadarıyla Galatasaray sürekli zarar ettikçe, borcu katlandıkça mali konular daha az ilgi çeker oldu çünkü en rasyonel insanlar bile “böyle gelmiş böyle gider” diyerek pes ettiler. İyimser olanlar ise Galatasaray’ın tapulu gayrimenkulleri ve uzun süreli üst kullanım hakları üzerinden çok yüksek gelir elde ederek kilometreyi sıfırlayacağına hatta fazla fazla artıya geçeceğine vurgu yapıyor. İyimserlikten yana tercih kullananlar, pek yakında yerel rekabeti sonlandıracak kadar zengin olacağımızı düşünüyor.

Futbolda top çizgiyi geçerken ve şampiyonluk yakınken her şeyi görmezden gelen ama sportif başarısızlık dönemlerinde her rüzgardan nem kaparak sürekli yakınan skorperestlerden tamamen ayrışmak umuduyla yine bir Mart ayında mali sonuçlara kabaca bakalım isterim.

Önce makro verilerden kritik olanları önümüze koyalım ki, nominal verilerin zamansal değişimini yorumlama imkanımız olsun.

2022 Yıllık Enflasyon (TÜİK) %64,27

2022 Yıllık Enflasyon (ENAG) %137,55

31 Aralık 2021 Euro/TL         14,68

31 Aralık 2022 Euro/TL         19,93

Borç faizimiz ise TLRef + 1,5 ile sabitlenmiş

Önceliği 1905 yılında kurulan ve üyesi olduğum Galatasaray Spor Kulübüne (Dernek) vererek başlıyoruz.

Hatırlatmak gereksiz ama 2022 yılının ilk yarısı Burak Elmas başkanlığındaki yönetime, ikincisi yarısı Dursun Özbek başkanlığındaki yönetime aittir.

258 milyon TL olarak bütçelenen 2022 geliri (Merkez+Tesisler+Amatör Şubeler+Spor Okulları) 225 milyon TL olarak gerçekleşmiş, yaklaşık 33 milyon TL gelir kaybı var (veya bütçe epey iyimser hazırlanmış)

298 milyon TL olarak bütçelenen 2022 gideri ise 316 milyon TL olarak gerçekleşince yaklaşık 18 milyon TL fazladan yapılan harcama söz konusu

Bağımsız Denetim raporundan takip edileceği üzere Galatasaray Spor Kulübünün 2022 yılı esas faaliyet zararı ise 210.246.526 TL’ye ulaşmış. Başka bir deyişle hasılata yakın bir faaliyet zararından bahsediyoruz, bu zararın içinde faiz, finansman gideri, kur farkı, yatırım gelirleri/giderleri ve futbol yok. 

Büyük resim iç karartıcı, bazı detaylara bakalım istedim.

Mesela Sponsorluk, isim hakkı ve reklam gelirleri %45 artışla 105 milyon TL’ye ulaşmış.  Artış enflasyonun gerisinde kaldığı için burada bir kayıp söz konusu. Sportif başarısızlık, kontratları doğru yönetememe, güncelleme oranlarının enflasyonla uyuşmaması, münhasırlık verilmiş alanlarda verimsizlik etki etmiş olabilir.

Kullanılmamış izin karşılıkları bir yılda %53 artışla 5,2 milyon TL’ye çıkmış.  Her ne kadar bu artışta ücretlere yapılan enflasyon artışlarının net etkisi düşünülse de, çalışanlara özellikle sportif sezonun mola verdiği yaz aylarında düzenli izin kullandırarak bu karşılığın eritilmesi tercih edilmeliydi.  Bundan sonra bu meblağın kontrollü olarak düşürülmesi gündemde olmalıdır.

Yüksek enflasyona rağmen yasal bahis (İddaa) gelirleri yaklaşık 600 bin TL düşüşle 6.150.000 TL’ye düşmüş.  Bültenlerde daha az mı yer alıyoruz yoksa başka bir durum mu var, bilemiyoruz.

Kurs gelirleri ise 3,25 kat artışla 10 milyon TL’ye yaklaşmış.  Pandemi etkileri tamamen geçtikten sonra kurslara talebin arttığı varsayılabilir ama sebepten bağımsız artış sevindirici, burada iyi bir iş çıkarılmış.

GİDER tarafına bakıldığında,

Seyahat ve Ulaşım giderleri üç kat artışla 8,5 milyon TL’ye,

Deplasman ve Kamp giderleri beş kat artışla 9,3 milyon TL’ye ulaşmış.

Enflasyonun çok ötesindeki gider artışlarının gerekçelerine ve teknik açıklamalarına faaliyet raporundan ulaşılamıyor.

En büyük gider kalemi doğal olarak Sporcu Ücretleri bir yılda %83 artışla 128 milyon TL’ye varmış.

Diğer personel giderleri ise %100’ü aşan bir artışla 28 milyon TL’nin üzerine çıkmış.  İdari personel sayısı mı artmış, resmi enflasyon zammı + refah payı mı verilmiş, düşük maaşlarda düzeltme mi yapılmış onu da bilemiyoruz.

Gelelim profesyonel futbolun patronu konumundaki, halka açık Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketine

Sponsorluk isim hakkı ve reklam gelirleri yalnız %5 artmış  (dövizin seyri ve enflasyon düşünüldüğünde ciddi bir kaybımız söz konusu)

Loca VIP kombine ve bilet satış gelirleri 2,5 kat artmış  (taraftar üzerine düşeni fazlasıyla yapmış)

UEFA gelirleri 142 milyon TL’den 61 milyon TL’ye inmiş. (81 milyon TL kayıp)

Yayın hakkı gelirlerinde %38 kayıp söz konusu (89 milyon TL eksilme)

Sportif A.Ş. 2021’de 839 milyon TL olan hasılat 2022’de 806 milyon TL’ye düşmüş. 806 milyon TL kabaca 40 milyon Euro ediyor. Yalnızca KIRK milyon Euro. Hatırlarsanız bir dönem Avrupa’nın en büyük 10 kulübünden biri olacağımız, öyle bir aktif büyüklüğe ulaşacağımız iddia ediliyordu ve vizyon/misyon sunumlarından etkilenenler bu inanılmaz vaatleri hararetle alkışlamaktaydı.

Bugün ilk 10 imkansız, ilk 20 hayal, ilk 30 olur mu? Money League 2021/22 verilerine göre 29. sırada 178.7 milyon € ciro ile İspanyol Villarreal CF, 30. sırada 177.7 milyon € ciro ile İngiliz Southampton var. İlk 50’ye girer miyiz, eh biraz da kısmet bu işler !!

2021-22 sezonu verilerine göre

Futbol şirketimizde brüt zarar 2021 yılında 133 milyon iken 2022’de 637 milyon TL’ye fırlamış

Genel yönetim giderleri                 22,4 milyon iken  37,5 milyon TL olmuş

Futbolcu, teknik kadro, menajer ödemeleri hariç personel giderleri 2,5 kat artmış? 

Faaliyet zararı               132 milyon iken  6 kat artışla        803 milyon TL olmuş

Rapora konu olan 2022 yılında finansman gelirleri 395 milyon iken finansman giderleri 353 milyon TL olmuş yani Sportif A.Ş.’nin finansman geliri giderinden fazla. Bu durumu ülkedeki para politikaları ya da 2021’de imzalanan kredi yapılandırma anlaşması ile açıklamak mümkün ama ilginç bir durum olduğu kesin

Net dönem kârı           (609.839.917)  TL yani yine zarar, yine zarar, yine zarar

Mağazacılık A.Ş.’ye geçersek 2022’de 368 milyon TL ciro yapmış, bir önceki yıla göre neredeyse iş hacmi 2,5 kat artmış. Taraftarlarımıza, müşterilerimize minnettarız

GSStore Beyoğlu – İstiklal Caddesi

Aynı zamanda perakendecilik şirketimiz 16,8 milyon TL ile dönemini reel kâr ile kapatan tek iştirakimiz, bir önceki yıla göre yaklaşık %41 artırmış. 

368 milyon TL ciroya nazaran yaklaşık %4,5 kârlılık az görünebilir ama onun sebebini de sanırım gider kalemlerinde aramak gerekiyor. 

Örneğin Pazarlama Satış ve Dağıtım giderleri 3,35 kat artarak 145 milyon TL’yi aşmış.  Neden böyle olmuş bilemiyoruz, en ufak bir açıklama yok.  2021 yılında yayınlanan faaliyet raporunda 60 sayfalık bir bölümle tatminkar düzeyde kendi operasyonunu, atılımlarını ve çözemediği sorunları anlatan şirket bu kez 6 cümle bile kaleme almamış. Dilerim 25 Mart’ta hem başarıları hem eksikleri açıkça anlatılır.

Galatasaray Televizyon Yayıncılık A.Ş. ise zarar etme geleneğini sürdürüyor.

2022 yılını 6 milyon TL zararla kapatmış, iyimser bir taraf var ama geçen yılki 7,78 milyon TL zarardan geriye gidiş söz konusu.

Galatasaray Dijital Satış ve Pazarlama Anonim Şirketimiz de faaliyetinden 15 milyon TL zarar etmiş, dönemi de 43 milyon TL dönem zararı ile kapatmış.  İlginç olan 2021’e göre yaklaşık %42 kayıpla cirosu 2.279.720 TL’ye inerken üstlendiği finansman gideri 84 katına çıkarak 28,9 milyon TL’ye gelmiş. Bir şirketin yıllık hasılatının 13 kat fazlası finansman gideri nasıl oluyor, 2022’de yapıldığı söylenen yapılanmanın içeriği nedir, yine muamma?

Bir kez daha altını çizelim, genelde öyle bir lüksümüz kalmamakla birlikte, Galatasaray herhangi bir mali yılda zarar edecekse yelkenden ya da atletizmden zarar edebilir.  Sportif branşlar hariç hiçbir iş kolu zarar edemez.  Bu faaliyetler ya rehabilite edilir, ya outsource edilir ya da tasfiye edilir. Bu dönüşüm tereddüt edilecek, zamana yayılacak, “arkadaşlar üzülür, üyeler kızar” diye önemsenmeyecek bir konu değildir.

Galatasaray aleyhine açılan davaları göz önünde bulundurarak finansal tablolarda 95 milyon TL karşılık ayırmış.

2021 yılında 5,56 milyon TL olan danışmanlık gideri 2022’de 13,49 milyon TL’ye yükselmiş.

GALATASARAY SPOR KULÜBÜ Derneği ve Bağlı Ortaklıkları 2022 yılı faaliyetleri sonucu konsolide olarak 1.014.080.724 TL faaliyet zararına ulaşmış.   Bu meblağın içinde finansman giderleri olmadığını üzülerek hatırlatmak isterim.  Şaka yollu söyleyenler vardır “bizim adamız bile var, bize bir şey olmaz” Konum olarak benzersiz olmakla birlikte 2022 yılında düzeltilmiş değerleme raporuna göre ederi 573 milyon TL olarak belirlenmiş.  Sportif faaliyet yürüterek bir yılda iki ada yok etmek mümkün görüldüğü üzere…

Net borç-alacak farkımız da 4.633.239.861 TL’ye ulaşmış.

Bankalar konsorsiyumu ile yapılan 19 Mart 2021 tarihli TLRef +%1,5 faizli kredi yapılandırma anlaşmasına göre 31 Ağustos 2023’e dek ana para ödememiz yok. 

Sayın Dursun Özbek geçmiş dönem borçlanmalarının faiz yükünden yakınırken Galatasaray’ın yaklaşık günde 1 milyon TL faiz ödemek durumunda olduğunu ve bunun sürdürülemez olduğunu söylüyor.  Haklıdır ancak günde 50.000 TL olsa ödeyebilecek miydik?  Mağazacılık A.Ş. dışında nakit üreten, artı değer yaratabilen bir iştirakimiz var mı?  Tüm sportif ve ticari faaliyetler zarar ederken hangi borcun faizini ödeyebiliriz ki?

Florya-Riva-Mecidiyeköy üçlüsü ile tüm borçları kapatıp Norveç Varlık Fonunu kıskandırır nakit bolluğuna geleceğimiz günlerin hayaliyle çılgınca zarar etmeye devam ediyoruz. 2022 yılı performansında iki farklı yönetimin payı olduğu için kimseyi hedef alamayız, burada kurumsal olarak herkes / hepimiz (yönetimler, üyeler, profesyoneller) yanlış taraftayız. PARA ile olan ilişkimizi sil baştan tanzim etmeliyiz.

Öte yandan yabancıya emlak satışının geçici süre sınırlanması ya da yasaklanması, Yeşilköy Atatürk havalimanının kısmen sivil havacılığa açılması gibi seçeneklerin 14 Mayıs seçimleri sonrası ülke gündemine gelebileceği hesaba katıldığında taşınmazlar üzerine proje geliştirme opsiyonlarının etkileneceği inkar edilemez. Projelere aynı kararlılıkla devam etmeli, B-C senaryolarına da hazır olmalıyız.

Arsadan, villadan, rezidanstan ne kazanırsak kazanalım asli faaliyetimizden katma değer yaratmayı, en azından zarar etmemeyi öğrenmek ya da öğrenmemek kulübümüzün kaderini çizecektir. O nedenle bugün yatırım faaliyetlerinden gelirler kalemine bakarak bilançoların düzeleceğine dair yanılgıya düşmemeliyiz. Her yönetim kendi dönemindeki faaliyeti başa baş noktasında kapatabilseydi böyle devasa bir borcumuz hiç olmayacaktı.

Biliyorsunuz son dönemdeki sportif başarı (veya futboldaki memnuniyet verici gidişat) dayanışma ve sevgi iklimine bağlanıyor, mevcut yönetim tüm eleştirileri “niye böyle yapıyorsunuz, yoksa bizi sevmiyor musunuz” benzeri cümlelerle karşılama refleksi edindi. İletişim açısından bakıldığında bu savunmanın etkili olduğunu da görüyorum, finansal sonuçları dahi hakkıyla irdeleyen / eleştiren neredeyse kimse yok.

Umarım yakın zamanda elde edeceğimiz finansal başarıyı da akılcılık ve feraset iklimine bağlarız.  “Birbirimizi sevelim, sayalım ve sürekli para kaybettiğimiz gerçeğini gündeme taşımayalım” dersek iklim aynı kalmaz. 

Galatasaray’ın hakiki bir vizyon oluşturup camia ölçeğinde sahiplenmesi şart. Burada yamalı bohça misali seçilen toplama yönetimlerin değil kulübün tüm paydaşlarının inisiyatif alması gerekiyor. Türkiye’de bunu bizden başka yapacak bir kulüp de yok.

Örneğin Galatasaray Sportif A.Ş. istikrarlı biçimde 140-150 milyon Euro yıllık iş hacmi yaratan bir futbol şirketine dönüşebilir mi? Global rekabette geçmişiyle anılan değil gelecekte kazanabileceği kupalar üzerinden değerlendirilen bir yapı mümkün mü? Bunun için nasıl bir strateji ve iş planı gerekir? Yoksa TFF’nin gözetimindeki kum havuzunda Ali Koç ile demeç savaşları bizi yeterince tatmin ediyor mu?

Varsayalım tüm finansal borcumuzu tek kalemde sildik, piyasaya da borçlarımızı ödedik, sezon sonuna dek tüm sporcularımızın maaşlarını peşin peşin hesaplarına yatırdık. Yönetim kurulunun toplantı masasına da 1 milyar Türk Lirası nakit parayı yeni hamle şansı olarak bıraktık.

Finansal borcu olmayan ama idari / hukuki yükümlülükleri ve sportif hedefleri olan Galatasaray SPOR kulübünü nasıl yöneteceğini kim anlatacak?

Yoksa elbette “sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” ama GALATASARAY torunlarımızın torunlarına da kalsın istiyorsak gerçek bilgiye, sağlıklı eleştiriye ve katılımcılığı özendiren köklü çözümlere ihtiyaç olacaktır. Birbirimizi överek ve sürekli nükseden hastalıkları inkar ederek vardığımız yeri bilançolar bize söylüyor.

6 Şubat 2023 depreminden sonra Galatasaray’ın camia olarak ortaya koyduğu ve herkesin imrenerek izlediği hızlı refleks, planlama becerisi, azim ve dayanışma iyi günlerde de rehberimiz olsun. Düzeltmek, iyileştirmek, üretmek ve sahip çıkmak üzerine yeni bir rota ile bir daha böyle bilançolarla karşılaşmayacağımız yıllara ulaşma temennimiz burada dursun.

26 Mart 2023 tarihli bu ek yazarın kendine hatırlatma notudur: Yukarıda bahsi geçen tutturulamayan dernek bütçesi, brüt zarar, hasılata denk miktarda esas faaliyet zararı, hasılatı nominal düşen futbol şirketinin beşe altıya katlanan zararı, iştiraklerdeki izaha muhtaç gider patlamaları, artısıyla eksisiyle üyelere detaylı olarak anlatılmayan faaliyet sonucu oluşan 1 milyar TL’yi aşkın faaliyet zararı ve zararla kapanacağını şimdiden ilan eden 2023 bütçesi oy birliğiyle ibra edilmiş ve/veya onaylanmış, üyeler sevinçlerini ReReRe RaRaRa ile taçlandırmışlardır. 2033’te Galatasaray’ın iş hacmi olarak Avrupa’nın en büyük 10 kulübünden biri olacağına dair sunum (temenniler) alkışlarla karşılanmıştır.

Bu maç buradan döner mi?

Galatasaray Spor Kulübünde önümüzdeki ay seçimler yapılacak ve üyelerin tercihi doğrultusunda sandıktan yeni bir yönetim çıkacak.  Kulübün ve bağlı iştiraklerinin en acil ve en yakıcı sorunu finansman, mali işler, nakit akışı, borç yükü, faiz sarmalı, faaliyet zararı, eksi özkaynaklar veya en basit söylemiyle maddi kaynak yani “PARA

Galatasaray Spor Kulübü’nde 2020 ve 2021 yıllarında olağan mali genel kurul yapılmadığı için bazı üyeler finansal durumu bilmediklerinden şikayet ediyorlar. Belirsizlik mevcut durumu daha ürkütücü gösteriyor da olabilir ama zannetmeyelim ki daha önceki yıllarda herkes mali sunumları nefesini tutarak izlemiş, en akıllı soruları sormuş, karşılığında en açık ve tutarlı cevapları almış, her yıl Mart ayında kulüp mali politikalarda rotasını düzeltip doğruyu bulmuş.  Biz bu olumlu deneyimi hiç yaşayamadık.

Mali genel kurulların yapılamamış olması ya da mevcut yönetim kurulunun üyelerle saklambaç oynamayı tercih etmesi acı gerçekleri bilmemenin mazereti değildir ve olmayacaktır.  Bilhassa göreve aday olanların pek çok şeyin farkında olmasını bekliyoruz.  15 Mayıs 2021 gecesi averajla kaçan şampiyonluk sonrası teknik direktörümüz ve 7446 sicil numaralı kulüp üyemiz Sayın Fatih TERİM de tam olarak bunu söyledi:

“…Galatasaray’ın ekonomik, idari ve teknik olarak çok önemli bir yapılanmaya ihtiyacı var. Bu kadar borcun altında 5-6 başkan adayı olması müthiş. Ümit ederim herkes hazırlıklıdır. Herkes Galatasaray’ın problemlerine derin olarak hakimdir…” 

Faaliyet raporları, bilançolar ve bütçeler bize pek çok şey söylüyor ama okumayı sevmeyen bir milletin bağrından kopup gelmiş en kültürlü kulüp olarak biz de maalesef pozitif ayrışamıyoruz, duymayı ve izlemeyi tercih ediyoruz.  En azından başkan adaylarının ve listelerinde yer verdikleri uzmanların bu dönemi analiz ve ön hazırlık açısından çok verimli geçirmelerini umuyorum.

Pandemi nedeniyle online ve sönük geçen kampanya döneminde en çok konuşulanlar Galatasaray’ın konsolide borç-alacak farkının 2.128.560.786 TL’ye yükselmesi, dernek-şirket arasındaki borç / alacak ilişkisinin raydan çıkması, bankalar konsorsiyumu ile yapılan anlaşmanın ağırlığı ve yüksek faiz yükünün dahi karşılanamayacak noktada olunduğudur.  Bu tespitlerin tamamı doğrudur ama yetmez hele somut / ölçülebilir / sürdürülebilir çözümler tasarlamak için hiç yetmez.

Bunca finans uzmanının nitelikli ve doyurucu bir analiz sunmadığı (en azından benim henüz karşılaşmadığım) ortamda, sadece birkaç detay üzerinden konuşulmayanlara, tartışılmayanlara ve belki de az bilinenlere kendi penceremden değinmiş olayım istedim.

Örneğin Galatasaray Spor Kulübü ve iştiraklerinin inanılmaz bir dava yükü ve buna bağlı devasa hukuki riskleri bulunuyor.  31 Aralık 2020 itibariyle ecrimisiller, muhtelif davalar ve eski çalışanların taleplerinden hareketle 49.899.166 TL karşılık ayrılmış.  Kamu kurumlarıyla, gerçek ve tüzel kişilerle, eski çalışanlarla hani neredeyse uçan kuşla davalık durumdayız.  Ayrılan karşılığın çok ötesinde, tek bir şirketimizin (Sportif A.Ş.) yalnızca Maslak Vergi Dairesi ile iki davasında söz konusu meblağ 126 milyon TL.  Şirketimiz bu tutarın yarısını oluşturan vergi cezalarının iptalini talep etmiş, mahkeme Vergi Dairesi lehine karar vermiş ve biz kararı istinafa götürmüşüz.  Yargı sürecinin lehimize sonuçlanma ihtimalini takdirlerinize bırakıyor, bu davanın konusunun 2013 ve 2014 yıllarında Kulübümüz ile Şirketimiz arasında cin fikirli karar ve işlemler olduğunu üzülerek hatırlatıyorum!

Ana faaliyet alanımıza dönersek; amatör branşlar 2020’de bütçelenen gelirin ancak %46’sını gerçekleştirebilmiş. Buna karşılık birtakım tedbirler alarak giderlerini %31 azaltabilmiş.  Kulübümüz bir yılda tam tamına 220.412.162 TL finansman gideri ödemiş, toplam dönem zararı ise 262 milyon TL.   Başka bir deyişle geçen yıl her iş günü en az 1 milyon TL zarar etmiş “amatör” bir organizasyona sahibiz.  “Peki bu kadar para harcanmış, zarar edilmiş, karşılığında kalıcı olarak ne değer üretilmiş” derseniz, maddi duran varlıklara (tesisler ve demirbaşlar) yapılan yatırım harcamaları sadece 1.454.798 TL… 

İştirakler hariç, yalnızca Kulübümüzün borç-alacak farkı ise 1,368 milyar TL, toplam özkaynak açığı da 1,17 milyar TL!

Kulübün 2019 ve 2020’de sabit kalan yıllık hasılatının 89 milyon TL olduğunu biliyoruz.  2019’da 44, 2020’de 94 milyon TL esas faaliyet zararı (faiz, kur farkı hariç) ile bilançoyu bağladığını düşündüğünde kulübün durumu felaket seviyesinde… Hiç mi iyi bir şey olmamış, olmuş elbet. Mesela 2019’dan 2020’ye genel yönetim giderleri 32 milyon TL’den 24 milyon TL’ye indirilmiş.  En azından bu alanda disiplinin devam ettirildiğini anlıyoruz.  Bir yıllık finansman gideri de 259 milyondan 195 milyon TL’ye inmiş.  Bu da tek başına ele alındığında iyi bir şey gibi gözükse de, 89 milyon TL hasılat elde eden yapının gelirinin iki katından fazla finansman gideri ödemesi akıllara durgunluk verecek bir ticari model.

Galatasaray’ın dernek + şirketler (konsolide) yıllık zararı ise 612 milyon TL.  Nominal olarak bakıldığında bu tarihi bir rekor ama 2017’deki 425 milyon TL zararla karşılaştırılsa döviz bazında ikincilik kürsüsünde kendine yer bulabiliyor.  31 Aralık 2017 itibariyle 425 milyon 95 milyon Euro ediyordu, üstelik ne fırlayan kur ne yüksek faiz ne de pandemi mazereti vardı.

Futbol şirketimiz 2020 takvim yılında 348 milyon TL zarar etmiş. UEFA ile yapılan settlement agreement gereği 2021’de biten özel mali yılı başa baş noktada bitirmemiz gerekiyordu.  Dolayısıyla bir derdimiz de yine İsviçre’de “dert anlatmak” olacaktır

Bizim temel problemimiz faaliyetten zarar etmek ve zararı fonlamak için sürekli borçlanma maliyetine katlanmak… Temelde bir faaliyetin zarar etmesinin gerekçeleri sır değil ve para kazanan / ticaret yapan / şirket yöneten herkes biliyor.  

Problemimiz senelerdir döne döne aynı yanlışların yapılması ve “mal sahibi” sıfatıyla sorumluluk üstlenmesi gereken kulüp üyelerinden bazılarının bu yanlışları sorgulamak ve önlemek şöyle dursun umursamaması hatta alkışlamasıdır.

-Gideriniz gelirinizden fazla ise ZARAR edersiniz.

-Hesabınızı bilmiyor ve işleri kısmete havale etmişseniz ZARAR edersiniz.

-Risklerinizi doğru yönetemiyorsanız ZARAR edersiniz.

-Gelir estimasyonlarında aşırı iyimser iseniz ZARAR edersiniz.

-Gelir kaynaklarınızı çeşitlendiremiyor, israfı önleyemiyorsanız ZARAR edersiniz.

-Sporda başarıyı üretmek yerine satın almaya kalkıyorsanız ZARAR edersiniz.

-Nitelikli insanlarla çalışmıyor ya da onları doğru yönetip denetleyemiyorsanız ZARAR edersiniz.

-Geleceğinizi topun yuvarlaklığına bağlamış ama adil rekabetten çok uzaktaysanız ZARAR edersiniz.

-Önceliklerinizi unutarak mahalle baskısına boyun eğiyorsanız, popülizmin oyuncağı olmuşsanız mutlaka ZARAR edersiniz.

Niçin sürekli ZARAR edildiğinin tüm olası sebepleri üzerine ittifak edersek, her birinin çözümleri için 2022’den itibaren ne yapacağımızı biliriz.  Bu feci mali tablo takriben 20 yılın eseri, 20 ayda da düzelmeyecek ama bizim oyalanarak ziyan edeceğimiz 20 günümüz bile yok.  Herkes ona göre hazırlanmalı, çalışmalı…

Bütçelere bakıldığında dernekten ve şirketten birer örnek vermek isterim: 2021 bütçesine göre kulüp (futbol hariç) gelirlerini devam eden pandemi etkisine rağmen %49 civarında artırıp 150 milyon TL’ye çıkaracak. Faaliyet gideri 149 milyon TL’de kalacak ama üzerine 262 milyon TL finansman gideri ödenecek.  Her branş özelinde kalem kalem detaylar üzerinde çalışılabilir ama bu acayip faiz yükü kulübün geleceğini çalıyor, onun gerçekçi çaresini söyleyen çıkacak mı bakalım?  Bütçe özenli ve doğru hazırlanmış olsa bile, iş modelinin sürdürülemez olduğu çok açık.

Sportif A.Ş.’de ise gelir kalemlerinde aşırı iyimserlik benimsenmiş.  Profesyonel futbolda averajla kaybedilen şampiyonluk sonrası UEFA yarışmalarından (Champions League) 285 milyon TL gelir beklentisi gerçekleşmeyecek gibi çünkü ön elemelerde seri başı olmayan bir Türk takımının önüne çıkan dişli rakipleri aşıp gruplara kalması çok zor.  Burada kural artık bütçeleri sportif başarı beklentisinden arındırmak olmalıdır.  “Top çizgiyi geçerse, şampiyonluk gelirse, ya tutarsa” diye bütçe yapılamaz.  Gelirlerimiz değişken, giderlerimizin çoğu akdi yükümlülüklere bağlı ve sabittir.  Gelir tahminlerinde kötümser olmak evladır. Ayrıca 2021 bütçesinde yaklaşık 23 milyon Euro’ya tekabül eden futbolcu satış/kiralama geliri konmuş.  Bonservisi bizde olan hangi sporculardan bu gelirin elde edileceğini ben çözemedim, keşke anlatsalar da aydınlansak..

SPORTİF A.Ş. 2021 YILI TAHMİNLERİ

Faaliyet raporlarında bağımsız denetçi görüşleriyle birlikte dipnotları da okumak da öğretici olabiliyor.  Gölgede kalan ilginç örneklerden birine yer vermek isterim. 

Eski bir hata, başka bir hata ve yeni hatalar…

Bir önceki başkanımız Dursun Özbek profesyonel futbol takımının oyuncularına tahsili mümkün olmayan kallavi para cezaları verdirmiş, bu sayede ceza miktarı giderlerden düşülerek bilanço düzelmiş, eleştiriler sonucu şahsi teminatını vermişti.  Yukarıdaki tabloda görüyoruz ki “eski yöneticilerden alacaklar” adı altında bu meblağ takip ediliyormuş.  Doğal olarak konu futbol olduğu için alacaklı olan futbol şirketimiz… Dipnotu okuyunca hayretle görüyoruz ki bu alacaklar devir temlik sözleşmesiyle futbolla ilgisi olmayan Derneğe (Kulübümüze) devredilmiş.  31 Mayıs 2019’da imzalanan bu sözleşmeye göre alacakları artık Dernek takip edecek ama iki yıl içinde tahsil edemezse Mecidiyeköy projesinden elde edilecek geliri Sportif A.Ş.’ye devredecek.  Ne güzel değil mi?   Alan razı / satan razı kurnazlığını andıran bu sözleşmesinin Tüzüğe aykırı olduğunu düşünüyorum çünkü mevcut yönetim 29 Eylül 2018’de Mecidiyeköy projesiyle ilgili istediği bu ve benzeri yetkileri alamadı.  Dernek hür iradesiyle taşınmazdan elde ettiği geliri pekala Sportif A.Ş’ye borcunu ödemekte kullanabilir ama bu tercihi müktesep hakkından vazgeçerek ve genel kurul kararını yok sayarak kullanamaz.

Bu yazıyı bitirirken mali sonuçlarla birlikte aynı anda ilan edilen ve benzerini ilk kez gördüğümüz Mağazacılık A.Ş. faaliyet raporunu anmamak olmaz.  Daha önceki yıllarda beylik cümlelerden ibaret üç paragrafla ve birkaç mali tabloyla geçiştirilen şirketin tüm operasyonel süreçleri 60 sayfalık ayrı bir raporla anlatılmış.  Devralınan durum, tespitler, hayata geçirilen çözümler hepsi olabildiğince detaylı aktarılırken, bundan sonra gelecek yönetimler için de perakendecilik şirketimiz artık bir muamma değil.  Anlatılanların doğruluğu teyit edildikten sonra elde kayda değer bir rehber var şu an.  Müşteri gözüyle memnun olmadığımızdan, dünyanın en ileri örneklerine bakarak eleştirdiğimiz mağazacılık faaliyetinin gerçekte yıllardır maliyetini doğru hesaplayamadığını, stok tutamadığı ya da sayamadığını, bayi risklerini yönetemediğini, keyfi ve uygunsuz işlemlerle başıboş kaldığını, yaptıklarının kaydını doğru düzgün tutamadığını, kısacası biz yüksek lisans tezi beklerken şirketin ortaokul öğrencisi ayarında olduğunu hayretle öğrenmiş olduk.  Raporun sonunda eksikler, kusurlar ve henüz çözülemeyen konulara da kısaca değinilmiş.  Kolaya kaçmayıp bu kapsamlı raporun hazırlanmasında inisiyatif üstlenenlere, emek verenlere teşekkür edilmelidir.  Ne yazık ki tüm bu özenli çaba Galatasaray Mağazacılık A.Ş.’nin esas faaliyetinden 4,2 milyon TL zarar ederken, 2020 yılını toplamda 7,7 milyon TL zararla kapattığı gerçeğini değiştiremiyor.  Bire aldığını ikiye, üçe satan bir perakendecilik şirketi nasıl oluyor da yıllardır zarar ediyor? Bu ne biçim organizasyondur ki, temsil ettiği güçlü markaya kazandırması beklenirken para kaybettiriyor? 

Keşke Televizyon Yayıncılık şirketimizin yönetim kurulu da benzer inisiyatif üstlenip böyle kapsamlı bir rapor hazırlatsaymış. En azından 2020 yılını bir önceki yıla nazaran 2,6 kat artış sonucu 8,3 milyon TL zararla kapatmanın sebeplerini anlardık. 

Bir kez daha altını çizelim, genelde öyle bir lüksümüz kalmamakla birlikte, Galatasaray herhangi bir mali yılda zarar edecekse yelkenden ya da atletizmden zarar edebilir.  Sportif branşlar hariç hiçbir iş kolu zarar edemez.  Bu faaliyetler ya rehabilite edilir, ya outsource edilir ya da tasfiye edilir.

Galatasaray Spor Kulübü pek çok yanlış karar, hatalı işlem ve denetimsizlik sonucu yıllar içinde bulunduğu çıkmaza itilmiş ve artık bildik söylem ve metotlarla “yönetilemez” hale gelmiştir. Maliyetleri finanse edilemeyen sportif başarılar yarattığı iyimserlikle hepimizi oyalarken, kulübün geleceğini ipotek altına sokmuştur.  İdari yapılanmada ilkeler değil isimler konuşulduğundan istikrarlı performans bir türlü sağlanamamıştır. Adaylardan beklentimiz gerçek bir değişim / dönüşüm planını, somut – realist – ölçülebilir şekilde anlatmalarıdır.  Spordan değer üretmek, israfı önlemek, ürün ve hizmet satın alırken kazanmayı bilmek, gelir kaynaklarını çeşitlendirmek, taşınmazları değerlendirmek tüm bu doğruları hiç sektirmeden aynı anda tatbik etmek gerekiyor.   Üstelik pandemi etkisi sürerken, Türkiye makroekonomik göstergelerde karanlık bir döneme girerken, satın alma gücü peyderpey erirken…

İçinde bulunduğumuz vaziyetin pek müşkül olduğunu sürekli tekrarlamalıyız, bu gerçekçiliği “karamsarlık yaymak” olarak görenler de çıkacaktır ama birbirimize pembe yalanlar söyleyerek, karşılıklı methiyeler düzerek, herkesin gönlünü hoş edebileceğimizi zannederek, olmayacak duaya topluca amin diyerek düzelemeyiz  / bir adım ileri gitme şansımız da olmaz.