Galatasaray Spor Kulübü üyesi sıfatıyla yer aldığı hiçbir seçimde Dursun Aydın Özbek’e oy vermedim. Ekibini yetersiz, vaatlerini geçersiz bulduğum da olmuştur ama 2022 seçiminde oy vermeme gerekçem Bay Fırat Develioğlu’nun müphem gelecek tahayyülüne ortak olmamaktı. Sayın Özbek 25 Mayıs 2024’te 3343 rekor oyla yeniden seçildi, dört ay evvel sarı ve kırmızı iki liste de benim oyumu alamamıştı.
Sandıklar kapanınca seçmenin mesaisi biter dolayısıyla Galatasaray’ın bekası, başarısı ve itibarını temel alacağı umulan hizmet dönemi başlar. Dursun Aydın Özbek ve diğer başkanların isabetli, ilkeli, Galatasaray hak ve menfaatlerine uygun icraatlarını kendimce desteklerim. Bunu da hiç saklamam. Örneğin Mecidiyeköy’ün rezidans projesine dönüşme iradesi, Galatasaray Adasındaki mülkiyet hakkımızın genişletilmesi, Sportif A.Ş. gelirlerinin TL bazında neredeyse beşe katlanması, bilhassa Kahramanmaraş-Hatay depremlerinden sonra bölgeye gösterilen olağanüstü ilgi ve destek takdir edilesi icraat sınıfına girer. Elbette hesapsızlık, tutarsızlık, israf, muhtelif iletişim hataları, denetimsizlik, laçkalık, spor kulübünün yetiştirici & geliştirici misyonundan peyderpey uzaklaşması gibi semptomlar nedeniyle beğenmediğim icraat grubu ağırlıktadır. Dolayısıyla Sayın Özbek’e oy vermemekte kendimce haklıyım, hiç de pişman olmadım.
Ben oy vermemiş olsam da kendisi Galatasaray Spor Kulübü başkanıdır. Genel kurul iradesiyle seçilmiştir, meşru yetki ve yasal sorumluluk sahibidir. Onu takdir etmesem bile Dursun Aydın Özbek genel vekalet ilişkisi gereği beni de temsil etmektedir. O bakımdan temsil kudretinin yüksek olmasını beklerim. En azından beni mahcup etmemesini arz ve talep ederim.
Bu girizgâh ertesinde kendisine olan mesafem anlaşılmış olsa gerek, bu noktadan sonraki satırları ise derin bir hayal kırıklığı ve mahcubiyet ile yazdığımı kendime not olarak buraya eklemek durumundayım.
Hep birlikte aynı cevapları vermemizi gönülden dilediğim sorularla girelim konuya:
- Kazanmak için her yol mübah mıdır?
- Yasal ile meşru kavramları aynı kapıya mı çıkar?
- Futbolu zehirleyen illegal bahsin örtülü reklamını yapan profesyonel futbol takımı olur mu?
- Sponsor ilişkilerinde sık sık ofsayta düşmek büyük bir kulüp için normal mi?
Üç gün önce henüz maçlarda göremediğimiz son dakika transferi Roland Sallai Florya’da poz verirken üzerindeki formanın sırtında meritking.news ibaresi gördük. Henüz KAP bildirimi ya da imza töreni yapılmamışken yeni bir sponsor olduğu haberi servis edildi.
MeritKing internette spor içeriği tüketen insanların sık sık karşısına çıkan yurt dışı menşeli bir bahis ve kumar sitesinin adıydı. “Paranın rengi olmaz” derler ama Galatasaray asırlık itibarına böyle bir hata için kara çalmazdı, dolayısıyla elbet makul bir açıklaması olmalıydı.
Türkiye’de makro iktidarın sahibi ve mutlak gücün tek temsilcisi R.T. Erdoğan Kasım 2020’da ne demişti hatırlamamak olmaz:
“Paranın rengi, dini yoktur. Para paradır.”
Ülkemizdeki tüm mikro iktidar sahiplerinin onu örnek aldığını, özellikle eleştiri ve itirazlara onun gibi tepki verdiğini hatırlayınca biraz endişelendim.
Aynı akşam (14 Eylül 2024) Galatasaray profesyonel futbol takımı Çaykur Rizespor maçına sırtında meritking.news reklamıyla çıktı.
Kulübün resmi açıklamasına bakıldığında Forma sırt reklam, farklı branşlarda tanıtım hakları karşılığında iki sezon için 14.060.000 Amerikan Doları + KDV ödenecekmiş.
15 Eylül akşamı nihayet KAP açıklaması geldi. https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/1334281
Buna göre futbolun payı 3.155.000 Amerikan Doları + KDV olacakmış, kalan meblağın diğer branşlara gideceğini varsayabiliriz.
İlan edildiği şekliyle yeni partnerimiz Serwin Global Solutions SDN BHD Malezya’da Iskandar Puteri şehrini adres göstermiş. https://serwinglobal.com/ adresine bakıldığında hiçbir detay bilgi yok, kurucusu belirsiz, sermaye yapısı paylaşılmamış, yönetim kadrosu tanıtılmamış, çalışılan müşteri referanslarına yer verilmemiş. Serwin Global 14 milyon dolar sponsorluk dağıtabilen muhteşem spor portalından ise hiç bahsetmemiş, enteresan?
Meblağ kadar şüphe de büyük olunca meritking.news adlı haber portalına göz atmak gerekti. Manzara trajik, en basit kontrol soruları bile drama dönüşmekte, şöyle ki:
Onlarca benzeri olan, künyesi bulunmayan, iletişim için adres veya e-posta veremeyen, içinde şu an tek bir harici reklam banner veya advertorial barındırmayan, vasatın epey altı toplama içerik sunan alelacele hazırlanmış izlenimi veren wordpress tabanlı bir haber portalının Türkiye’nin en muteber spor markası Galatasaray’a 14 milyon Amerikan doları + KDV sponsorluk katkısı vermesi ticari olarak mümkün müydü? Böyle bir gelir modeline iddia ettiği faaliyet alanıyla yasal ve meşru yollardan erişebilir miydi? Bu hayatın olağan akışına uygun muydu?
Haber portalı görünümlü bu adres besbelli illegal bahis ve kumar sitesi #MeritKing’in klonu ve uzantısıymış.
Mevzuatı by-pass etmek için icat edilmiş hülle ile karşı karşıya idik. Yasal olarak bu reklamın alınması için mevzuattaki imkanlar kullanılmış ancak ahlaki açıdan meşruluğu çok tartışmalı bir iş yapılmıştı.
Yasadışı bahis kara paranın hakimiyetinde olan mecradır. Futbolun spor olmaktan çıkıp üzerine kumar oynanan fenomene dönüşmesine asli sebeptir. Dünya üzerinde spora dair anormal, açıklanamaz, çirkin tüm usulsüzlüklerin bir yerlerinde mutlaka yasadışı bahis üzerinden dönen milyarlarca dolardan pay kapma yarışının gölgesine rastlanacaktır.
Bu konuda daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler için birkaç link paylaşmak isterim.
https://www.bbc.com/turkce/articles/c4nxvl0jg42o
https://www.ihbarweb.org.tr/ihbar.php?subject=9
Faaliyetinden yıllardır zarar eden, bir türlü hesabını bilmeyen, mahalle baskısıyla paniğe kapıldıkça daha çok harcama yapan Galatasaray biraz dikkatli olabilseydi, kovduğu futbolcuların cebine para koymasa ve kadrodan gönderdiği oyuncularına maaş ödemeseydi, sportif başarıdan bağımsız sürdürülebilir gelir etmeyi başarabilseydi “paranın dini imanı olmaz” demek zorunda kalmayacaktı! Fayda / maliyet kavramına yabancı, üretemediği başarıyı borç parayla satın almaya çalışan Galatasaray önümüzdeki aylarda içine düşmesi muhtemel ödemeler dengesi krizi için paranın ucunu gösteren herkesle masaya oturur muydu gerçekten? İllegal faaliyetine muteber reklam mecrası arayanların tuzağına düşülmesi mümkün müydü? Kültür simgesi, sporun beşiği Galatasaray bu olabilir miydi?
galatasaray.org resmi web sitesine bakınca görülüyor ki Galatasaray Spor Kulübü aynı zamanda #Bilyoner ile de sponsorluk ilişkisi içinde. Bilyoner Spor-Toto ve Milli Piyango’nun yasal bayiliğini almış, T.C’ye vergi ödeyen, T.C. kanunlarına tabi yasal bir anonim şirket. Yasal ve vergilendirilmiş kazanç sahibi #Bilyoner ve benzeri kurumların en büyük düşmanı ve mücadele alanı illegal bahis ve kumar siteleri. Bunların etkinliğini azaltmak için her yolu deniyorlar.
Sonra bir bakıyorlar ki iş ortakları mücadele ettiklerinin örtülü reklamına başlamış?? Türkiye’nin en saygın spor markasına sözleşmeli iş ilişkisine giriyorsunuz ama o marka sizin işkolunuzu çökertecek yapının ürettiği hülle haber portalının reklamını formasına koymuş? Sponsor ilişkilerinde garip işlere yakın dönemden başka bir örnek de adı sanı duyulmamış GKN Kargo ile 42 milyon TL tutarında sponsorluk alınacağının duyurulması ve imza töreniydi. Birkaç ay sonra anılan şirket konkordato ilan etti, dağ kadar borçlarına ek, taahhüt edilen meblağı ödeyecek mal varlığı olmadığı da ortaya çıktı. Elbette her ticari kuruluş sarsılabilir, zora girebilir veya batabilir ancak Galatasaray herkesle para ilişkisine giremez.
Kurumun itibarı ve markanın değeri açısından sponsor olacak kuruluşlar sanki onlara ticari kredi verecek banka hassasiyetiyle araştırılmalıydı. Eğer bu araştırma hakkıyla yapılmazsa gelir-gider dengenizi hançerlemiş olursunuz çünkü tahsil edemeyeceğiniz gelire göre reel harcama yapmak nakit akışınızı mahveder.
Meritking meselesi zamanlama olarak da çok tatsız bir döneme denk geldi. Tribün rantı üzerinden dönen organize işler ve karaborsa iddiaları yüzünden yıpranan, ortada somut delil yokken dahi yıpratılan bir yönetimin illegal bahis ve kumar siteleriyle flörtü şuursuzluk mu yoksa bir tür meydan okuma mı acaba?
Benim harici yorumum bu çaresizlikten kaynaklanan panik halidir. Hesapsızca yükselen giderler, her ay vadesi gelen yeni ödemeler derken ipin ucu kaçmıştır ve hızla yeni gelir yaratarak dengeye gelmek elzemdir. Dolayısıyla elinde parayla gelen sponsoru incelemek konusunda seçici olmak mümkün değildir ve zaman kaybıdır!
Meritking.news işbirliği üzerine şüpheler ve eleştiriler yoğunlaşınca Galatasaray Spor Kulübü Başkan yardımcısı Niyazi Yelkencioğlu savunma pozisyonu aldı. Medyada yer aldığı kadarıyla son açıklaması şöyleymiş “bu para uzaydan gelmiyor, bu anlaşmayı uzaylılarla yapmadık”
Sn Yelkencioğlu Torino kulübü ile meritking arasında benzer işbirliğine girildiğini, Fenerbahçe’nin Pasha adlı sponsoru olduğunu söyleyerek kendi icraatlarını temize çekmeye çalışırken Galatasaray’a saldırmak için art niyetli bir çalışma olduğunu da eklemeden duramamış. Ankara’daki siyasi iktidarın kendini savunma mekanizmalarına ne kadar benziyor değil mi, çünkü iktidarın retoriği bulaşıcıdır.
Konuya tamamen yabancı olduğu halde müdafaaya koşan Niyazi Yelkencioğlu’nun bilmediği veya anlayamadığı konulara gelelim. Öncelikle bahis (betting) konusu her ülkenin iç hukuk düzeni içinde ele alınır, dolayısıyla Torino ile yapılan işbirliği T.C. kanunlarına & federasyonlarına tabi kulübümüz için ilginç bir örnek olsa da nihai ölçüt olamaz.
Fenerbahçe’yi hedef göstererek “bakın onların da sponsoru var, onlara da bir şey desenize” söylemi ise Aykut Kocaman’ın “Türk futbolunda hız sınırı aşılmış ama radar bir takıma tutulmuş esas dert orada” demesine benziyor. Hatırlanacak olursa Aziz Yıldırım da “şike yapmadım” diyememiş ama şikeyi Türkiye’ye Galatasaray’ın getirdiğini iddia edip mahkeme heyetine Sturm Graz maçımızı seyrettirerek herkesi güldürmüştü. Şunu unutmayalım ki etik değerler ve yönetim ilkeleri konusunda Fenerbahçe bizim için kerteriz olacaksa, Erzurumluların dediği gibi “ört ki ölem!” Kural şudur, eğer herhangi bir rakibimiz yasalara ve mevzuata aykırı iş yapıyorsa, sporun karar alıcılarının yaptırım gücü ve yargı denetimi yoluyla onları hizaya sokarsınız. Sui misal emsal olmaz, Galatasaray’ın tarihi sorumluluğu ise öncü ve iyi örnek olmaktır.
Kendisine hiç düşünmediğine emin olduğum bir pencere daha açayım. Akçeli konularda pozisyonunu anlatmakta zorluk çeken, şüphelerden sıyrılamayan, dedikoduların merkezine oturan bir marka kendisiyle gönül bağı kuranların itimadını sarsar. Bu durum da ürün ve hizmetlerin tercih edilmemesine, parlak projelerin bile güdük kalmasına yol açabilir. Yok yere saçma şeyleri gündemde tutmak yerine, mesela yeni tanıtılan GSPara uygulamasının talihsizliğe uğramamasına azami dikkat sarf etsinler.
Peki nereden başlasınlar, mesela bu meritking.news işini masaya getirenlerle irtibatı derhal kessinler.
Son olarak Niyazi Yelkencioğlu’na 7258 sayılı yasanın 5.maddesi ç) fıkrasını okumasını öneriyorum. Bu işin şakasının olmadığını, ateşle oynandığını fark edecektir. Hangi etik ilkelere sadakat göstermesi gerektiğine dair bir örnek de sunulabilir. https://gsdivan.com/draft/wp-content/uploads/sites/2/2020/01/Etik_Degerler_Davranis_Kurallari-3.pdf
Yukarıdaki linkte belgenin 3.2.4 bölümünü özellikle tavsiye ederim.
Son tahlilde ne oldu? Eleştiriler, tepkiler, suç duyuruları gelince Galatasaray bu şüpheli (bence çirkin ve kabul edilemez) iş birliğini askıya aldığını duyurmak zorunda kaldı. Fahiş bir hatadan yüz çevirip, doğruya döndüklerini ummak isterim. Yazımızın başlığı “Gücün Karanlık Tarafına Geçmek” de olabilirdi, bu ricat sayesinde başlık tadil edildi.
https://www.galatasaray.org/haber/gs-sportif-a-s/sponsorluk-anlasmasi-hakkinda/56148
Hepimiz biliriz ki çalışan insan hata yapar, normaldir. Proje yaparsınız beklenen sürede tamamlanmaz, harici faktörler etki etmişse beklenmedik bir sonuç değildir. Veri setiniz eksiktir, yatırım fizibiliteniz tutmayabilir. İstemeden kusurlu bir iş yaparsınız, düzeltmek için çaba sarf ederseniz kimse yüksek perdeden eleştirmez. Verimli çalışmıyorsunuzdur, gayret eder iyileştirirsiniz.
AMA yönetme sorumluluğu üstlenen seçilmişler bizi aptal yerine koymaya çalışırlarsa, hele eksi yazan hesapsız işlerini telafi etmek için panikle şüpheli karar ve eylemlere taraf olurlarsa o zaman iklim değişir, her türlü idari / mali / hukuki sonucuna da katlanmak zorunda kalırlar. Mesuliyetin getirisi olarak arada devasa bir fark var, bu yazı da farkı fark etsinler ve hab-ı gafletten uyansınlar diye kaleme alındı.
Galatasaray’da son dönemde olan biten izaha muhtaç garip olaylardan hicap duyuyorum, bu gidişatta bir payım olmaması beni asla rahatlatmıyor. Göz göre göre yapılan hatalar kadar, bu hatalara bağnaz bir tavırla sahip çıkanları ve en primitif tepkileri vererek kulübün vasatlaşmasına bilmeden yol açanları gördükçe üzüntüm katlanıyor. Sporun ne olduğunda ve hangi evrensel değerleri temsil etmesi gerektiğinde anlaşamıyorsak sıkıntı gerçekten büyük. Asgari ortak payda namına ahlaki bir zemin yoksa altımızda bu kulüp her yere sürüklenebilir, buna da asla razı gelinemez.
“İdealizm karın doyurmaz, rekabet için bol para lazım” diyen endüstriyel futbol meraklısı pragmatik zihinler topluma karşı hiçbir sorumluluğu olmayan, gençlere iyi örnek olma ve umut aşılama misyonunu tamamen bırakmış, kazanmak uğruna her türlü şüpheli ilişkiye taraf olmuş, kurucu değerlerinden uzaklaşmış, pusulası kırılmış ve kıblesi kalmamış, dolayısıyla başkalarının kolay hedefi ya da oyuncağı olmuş Galatasaray’a tahammül edebilirler mi? Bir daha… bir daha düşünsünler, tekrar muhakeme etsinler.
17 Eylül 2024 itibariyle mevcut yönetimin tamamen kontrolü kaybettiğini hissediyor, kulübün önündeki kritik eşikleri görünce endişeleniyor ama gidilecek yolu da ufukta seçemiyorum.
Edebiyatın başyapıtlarından Dostoyevski’nin SUÇ ve CEZA adlı romanının son cümlesi gibi:
“Bu yeni bir öykünün konusu olabilir, bu öykümüz ise bitmiştir”
Herzamanki gibi mükemmel bir analiz ya da durum tesbiti yapmışsın sevgili İlker. Tebrik eder, sağlıklı günler dilerim.
Ahmet Şenkal (4581)
Teşekkür ederim. Benim twitter da 3-5 kelimeye sığdırmaya çalıştığım ana fikri çok güzel ve detaylı anlatmışsınız. Kutluyorum. Bu yazıyı GS üyelerine en azından Mali genel kurul öncesi iletmek, veya asıl bölümleri çıkıp anlatmak bence gereken bir davranış
İlker Kardeşim günümüz GS’nı özetleyen güzel bir analiz yapmış… Ancak bugünlere gelişi tetikleyen ve GSSK nün DNA sını bozan perde arkası dönen iç siyasi gerçeklere dokunmamış… Önemli olan bugünkü sonuçları doğuran sebeplerinde cesaretle üzerine gitmektir…Son cümlede Dostoyevski yerine bu konuda kendi fikrini de açıklıkla ifade etmesini kendisinden beklerdim…
Ayhan Yeğinsu (4840)
İlginize teşekkür ederim Ayhan bey, daha önce Galatasaray’ı vasatlaştıran koşullar, olaylar ve kişiler üzerine çok sayıda görüş ve gözlem ortaya koymama rağmen perde arkasında dönen iç siyaset uzmanlık alanım değil.
Onu girdikleri her kabın şeklini alıp her kapıda ikbal kovalayanlar yazmalıdır fakat öyle bir cesaret sergileyeceklerini hiç sanmam.
Benim ilgili konuda tek rabıtam; tutarsız, verimsiz hatta kirli siyaseti Galatasaray’dan kazımak olacaktır.