Henüz 13 yaşındayken Galatasaray Lisesi 7.sınıfta yeni bir Türkçe öğretmeniyle tanışmıştık, sıradan biri olmadığını anlamamız yarım saat falan sürmüştü.
Öncel TUNÇAY
Bana kalem erbabı olma fikrini aşılayan, beni cesaretlendiren ilk kişi odur.
Bir sınıf dolusu haylaza kelimelerden keyif alarak düşünce ve duyguları saman kağıda dökmeyi sevdiren kişi Öncel hocadır. Bu vesileyle kendisini rahmet ve minnetle anarım. Can bedende olduğu sürece kendisi kahramanım olarak benimle yaşayacaktır.
Yazmak beni rahatlatır, analitik ve hızlı düşünmenin anahtarıdır. Biriktirmeyi severim, eski yazılarımı yıllar sonra dönüp okumak hoşuma gider. Bu hayatta pek çok kıymetli insan tanıma şansım oldu. Bazıları beni yazmam konusunda teşvik ettiler, eksik olmasınlar.
Bu ve benzeri parçaları birleştirince blog açma fikri ne zamandır kafamdaydı ama nedense herkese “üşenme – erteleme – vazgeçme” diye öğüt veren bendeniz, tembelliğin tuzağından uzun süre kurtaramadım kendimi.
Nihayet yazdıklarımı biriktirmek ve lütfedip ilgi duyan başkalarıyla paylaşmak üzere adım atabildim.
Burada peşinen bir ikazda bulunmalıyım zira bazı yazıların 21.yüzyılın saniyelerle ölçülen dikkat seviyesine hiç uygun düşmediğini ve epey uzun olduğunu fark edeceksiniz. Sabrı ve zamanı kısıtlı okurlar kusura bakmasınlar ama tanınmak ve hatırlanmak için yazan biri olamadım hiç. Kanımca eğer Leonardo da Vinci, Johann Sebastian Bach, Isaac Newton, Mimar Sinan, Mustafa Kemal Atatürk ayarında dahiler değilsek ve dünyayı değiştirecek adımlar atma şansı bulmadan sıradan hayatlar yaşıyorsak aslında hepimiz kusurlu bedenlerde sorunlu ruhlardan ibaretiz. İnkar ettiğimiz doğanın parçasıyız, varlığımız ve yokluğumuz ne mavi gezegen ne de insanlık tarihi için bir kavşak ya da sıçrama tahtası sayılamaz ve aslında günü geldiğinde unutulmamızda da bir sakınca yok. Ben hatırlamak için yazıyorum, unutmamak için, eskiden olanı yeri geldiğinde yeniden yorumlamak için. …ve biliyorum hatırlamak bazen epey örseler insanı…
Dolayısıyla hafızada kalanlar, ileriye dönük düşünceler, eleştiriler, kırgınlıklar, umutlar tekmili birden bu mecrada.
Yazılı kültür için minik, benim için mühim bir adım.
Artık yol bizi nereye götürürse…
İstanbul, 29 Ocak 2016