İ.B.R.A olmak ya da olmamak

İbra” Arapça bir kelime olup, beraat ile aynı kökten gelir.  Türkçe karşılığını “aklama, temize çıkarma, borçtan kurtarma, onaylama” olarak kabul edebiliriz.

Galatasaray Spor Kulübü üyelerinin bu kadarını bildiğine inanıyorum, devam eden satırlar hakkında ise kafaların karışık olduğunu düşünmek için çok sebep var.

Galatasaray Spor Kulübü Derneği tüzük hükümleri doğrultusunda yönetilir.  Tüzük hukuki kaynağını 5253 sayılı Dernekler Kanunu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunundan alır.

Dernekler Kanunu ve Medeni Kanunda “ibra” kelimesine rastlayamıyoruz.  Bu durumda ibrayı anonim ortaklıklardaki ibra yani Türk Ticaret Kanunu üzerinden okumak doğru olacaktır.

Camiamız ne kadar farkındadır kestirememekle birlikte, dernek veya anonim şirketlerde ibra duygusal değil teknik bir olgudur.

Gelenek, görenek, maneviyat gibi kavramlarla karıştırılmaması gerekir.  Geleceğe dönük farklı hesaplarla kin güdülecek ya da sonsuz affedicilikle üzeri kapatılacak bir süreç de değildir.

İlgili yönetim dönemini ve aynı dönemde görev yapmış yönetim kurulu üyelerini ibra ettiğinizde ilgili tüm icraat, mali sonuç, hata, kusur ve eksikleri de aklamış / onaylamış / sahiplenmiş olursunuz.

Onaylamanın ötesinde benzer yönetim kararlarını, belki daha kötü mali sonuçları, aynı hata ve kusurları gelecekte de kabulleneceğinizi ve kulübün istikametinden memnun olduğunuzu ilan etmiş olursunuz.

İ.B.R.A nedir ?

Dört harfli ibra kelimesini kısaltma olarak kabul edelim bir an için

İ: idari karar ve işlemler

B: belgeler (Tüzük, fatura, makbuz, dekont, sözleşme vs.)

R: raporlar (faaliyet raporu, bütçe, denetleme kurulu raporu, bağımsız denetim görüşü vs.)

A: ahlaki zaaf, akıl noksanlığı, ağır vazife ihmali gibi kusurların varlığı ya da yokluğu

Böyle konumladığınızda ibrayı kavramsallaştırmak daha kolay hale geliyor.

Ya Galatasaray’daki İ.B.R.A genelde nasıl algılanıyor / şekilleniyor ?

İ: inkar ve iltimas (gerçekleri görmezden gelme, riskleri yok sayma, dost ve arkadaşları kayırma, şahsi çıkarları kollama)

B: bilgisizlik  (Tüzük başta olmak üzere kulübün belge ve raporlarına ilgi duymamak, vakıf olmamak kısacası okumamak)

R: riyakarlık (gerçek niyetlerin saklanması, çifte standart, ezberlenmiş tavırlar, ince hesaplar)

A: aldanma (yoğun propaganda tesiri altında kalıp ibrasızlık durumunun yaratacağı sonuçlar hakkında yanılgıya düşme)

31 Mart 2018 cumartesi günü Dursun Özbek yönetimi ve 2017 faaliyet yılı büyük oy farkıyla ibra edildi.  Aslında ibra edilen Dursun Özbek’in izahı mümkün olmayan başarısız performansı değil, onu seçtirmek için çalışan, seçtirdikten sonra başına üşüşen, 20 Ocak’taki erken seçimi sürpriz şekilde kaybedince ibra oylamasında rövanş için vaziyet olan kulüpteki yerleşik statükodur.

İbra oylamasının geç saate kalması nedeniyle o an salonda bulunan 900-1000 arası üyenin büyük çoğunluğu 2017 yılını “onaylamış” ve “aklamıştır”

Oylamaya katılan üyeler açık iradelerini bu şekilde göstermişlerdir, karar tamamen meşrudur.  Kararı teknik açıdan tartışmak zaman kaybıdır, eleştirmek ise anlamsızdır.

Mali sonuçları üyelere takdim eden kulüp başkanı Sayın Mustafa Cengiz’in 2011 yılındaki Adnan Polat ibra oylamasını kırgınlık doğuran bir ayıp ya da düzen bozucu kaos olarak görmesi ve bu bağlamdaki konuşması da üyeleri etkilemiştir.  2018 yılı kulüp denetleme kurulunun sunumlarını beraber ve solo şarkılar programına çevirmesi salonda kısmen tepki yaratmıştır.  İbra konusundaki sorunlu alanların tüzük maddelerine değil, magazin detaylara dayandırılması da sunulanları hafifletmiştir.

Oysa başta söylediğimiz ibra gerekçelere dayandırılması gereken bir kavram, örneğin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13 Mayıs 2013 tarihli anonim şirketlerde ibraya dair kararında:

Genel kurul tarafından verilen ibra kararlarının hukuki sonuç doğurabilmesi için ibranın açık ibra, yani somut olayların tartışılıp değerlendirilmek sureti ile ilgililerin ibrasına karar verilmesi gerekmektedir.” denilmiştir.

Galatasaray’ın gerçeklikten kopup manasız çekişmelerin içine savrulması, incir çekirdeğini doldurmayan lafların / devede kulak rakamların gündem olması; ibra edildikten sonra vakur bir ifadeyle teşekkür eden nice başkanı görmüş bu gözlerin derbi maçın son dakikasında galibiyet golü atmış gibi sevinen sabık başkanın hırsına şaşırmasına engel olamadı.

Re Re Re Ra Ra Ra diye tempo tutarak sevinen ve ömürlerini kulüpten maddi – manevi beklenti umuduyla geçirenleri Mayıs ayında sandık başlarında da göreceğimize emin olabiliriz.   Bu kitle sahnede yumruk şov yapan Dursun Özbek’in etrafında yine kenetlenecektir.  Dursun başkanın yeni dönem seçim sloganı da benden olsun, hafızası zayıf seçmen bu öz güvene bayılacaktır, eminim.

YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN TEMİNATIDIR

“İ.B.R.A olmak ya da olmamak” için 5 yorum

  1. Sevgili İlker ,
    İbra edenlere kızmıyorum eğer gerçekten Sn.D.ÖZBEK’i başarılı görüyorlarsa da ibra edenlerin bir kısmı ertesi gün “yeniden seçilirse GS’ın sonu olur” diyordu , işte onu anlamıyorum….

    1. Sevgili Ayhan,
      Başarı dediğin şey sonuçlara endekslidir, sonuçlar ortada. İyi mücadele ettik ama talihsiz bir gol yiyerek yenildik denilecek gibi değil. G.Saray’daki ibra sorunu aslında üniversitelerde tez konusu yapılarak incelenmeli. Kemikleşmiş destekçi kitlesi dışında ibra edenlerin büyük çoğunluğu Dursun Efendi’yi başarısız bulmakta, buna karşın ibra etmekteler. Tuhaf, acı ve üzücü olan bu. Allah bu Galatasaray’ın sonunu hayır etsin!

  2. İlker Abi ,

    Yazınızda bahsettiğiniz teknik anlamda sağlam alt tabanlı bir “İbrasızlık” sunumu yapılmamış olması zaten şaşırtıyor hepimizi. Yönetimdeki Galatasaray lılar bunu yapamamış ya da gerek görmemiş olabilir, ama bence zaruri olan bu durumu gerek görecek ve o kürsüde sunacak nitelikli bir Galatasaray lı olmalıydı, olmalı. Evet, statükocu yapılanmayı artık bilmeyen kalmadı. Güzel. Ancak bir sorun da şurada bence , Galatasaray öyle bir camia olmalı ki statükonun karşısında da doğruları isteyen , demokrat , ilkeli ve ahlaklı Galatasaray lılar birleşip gereken organizasyonu yapabilmeliler. İşte ülkemizde de olduğu gibi Galatasaray da da olmayan bu eksik ,muhalif (ülkede de dünyada da statükocu , hakim , yöneten ve gücü elinde bulunduran kesim niteliksizdir ne yazık ki) kesimin gereken organizasyona yapamaması ve birlik olamaması. Tartışmaya gerek yok dediğiniz o oylamadaki geç saat olduğu için salondan ayrılmayı düşünmüş ve ibrasizlık için tokat gibi bir teknik sunum yapmayı gerekli görmemiş ve yıllardır yaşadığımız statüko yönetimi rezaletine karşı birleşip nitelikli bir mualefet yapma gereği görmemiş insanlar, işte hep bu nitelikli muhalefet için organize olması gereken kişilerdir. Ve bunu yapmayarak da her geçen gün Galatasaray ın bitişinde ne yazık ki pay sahibi olmaya devam edecekler. Bu kişiler için artık organize olup Galatasaray ımıza aydınlık günler için bir umut olmak , bu kapalı tüzük sisteminin de değişmesi için kısa vadede umut olmadığı bu günlerde bir opsiyon değil, bir zorunluluk ve bir GÖREVDİR!

    Saygılarımla,

    Drumania

  3. Bu Mali Genel Kurul her bakımdan Galatasaray’ın tarihine geçti. Seçim kazanma sarhoşluğundan kurtulamamış devrimciler azınlıktayken liseci kulüpçüler bir blok halinde sonuna kadar bekleyerek bu sonucu aldılar. Hem ibra hem de barış harekatı çerçevesinde yapılan disiplin cezalarının affı oylamalarında hep beraber hareket ettiler. Usüle uygun olmadan affedilmeyen tek cezanın muhatabı olarak bu topal ördek muhalefetinin Mayıs seçiminde en az karşı taraf kadar bir stratejisi olmazsa bu düzen sürüp gidecektir düşüncesindeyim. Dolayısıyla beraber bir oluşum sağlanamıyorsa bireysel olarak yapılacak aksiyonlar olduğunu düşünmeye başladım. Zira ortada evrakta sahtecilik, istismar, Genel Kurulu yanıltıcı yalan beyan vs herşey var. Sabık başkan bence çılgın gibi sevinip koskoca genel kurula önce yumruk sonra parmak sallayıp muhalifleri görüşeceğiz diye tehdit etmeden önce bunu düşseydi iyi ederdi.

  4. Merhaba, öncelikle yüreğinize ve kaleminize sağlık. Hem kongredeki duruşunuz hem de yazınız için. Kimse bu ibrayı mevcut yönetimin sunum eksikliğine bağlamasın bence. Aklı başında insan bir bakkal dükkanının bile bu kadar kötü yönetilemeyeceğini bilir ve ibra etmez. Mustafa Cengiz ve ekibini beğenmeyen seçimlerde oy vermez, seçim öncesi eksikleri ile ilgili kamuoyu oluşturur. Bence sizler gibi eleştiri yaparken deneyimlenmiş, eksikleri tespit etmiş üyeler artık muhalif pozisyonundan iktidara talip bir pozisyona geçmesi lazım. Bu yönetimle ya da başka kurulacak bir ekiple bir konsensüs oluşturup tüzük, sportif başarı, ekonomi ile ilgili yapılması gereken ne varsa bir bir uygulamaya geçmeli. Galatasaray’ın Dursun Özbek ya da benzeri bir yönetimle bir kez daha zaman, marka değeri ve para kaybetmesini bir kanser hastasını izler gibi izlemek istemiyorum. Yürekli bir Galatasaraylı olan şahsınıza saygılarımı sunarım…

Ö.Fırat Irmak için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir